Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.17
İnsan ve Seçimleri
Breuer Ağladığında
Kitabı beğendim ve herkese tavsiye etmiyorum. Herkes yüzüne vurulan gerçeklere hazır olmayabilir.
(SPOİLER)
Kitabı okumadan önce hatta kitabın yarısına kadar Nietzsche'nin hayatındaki sorunlarından bahsedileceğini sanıyordum. Şiddetli migren ağrıları, intihar düşünceleri ve bunun gibi bir çok psikolojik sorunla savaşan Nietzsche'nin
Yaşayamadığımız Olasıklar
Hayatta her insanın sadece bir yaşamı var. İyisiyle kötüsüyle tüm seçimlerimizle sonuna kadar gidebileceğimiz tek bir şans. Sona geldiğimizde hayattaydım yaşadım diyebilmek için en doğru kararları vermeye çalışırız. Peki ya farklı seçimler yapmış olsaydık hayatımız nasıl şekillenirdi. Farklı insanlar, farklı mekanlar, aşklar... Evren bizim yaşamımız için sonsuz olasılık kapıları aralar biz sadece seçim yaparız ve sonraki zamanımızı yeniden biçimlendiririz. Kitapta ki baş kahramanımız Nora tam da böyle olasıkların arasında hapsolmuş ender bir ruh. Hayatından ümidini kesmiş seçimlerinden pişmanlık duyan ya bunu yapmasaydım nasıl olurdu zehrininde boğulurken elinde olan tek şanstan vazgeçmek üzere. Ama hayat öyle bir mucize ki tam vazgeçtiği anda zaman duruyor ve isteği hayatı tasarlama şansı veriliyor. Zamanın akmadığı bir kütüphane. Belki de o çok arzuladığı mükemmel hayat bu kütüphanede ki rafların arasında. Ama belki de mükemmel hayat diye bir şey yoktur her seçimin bir bedeli vardır. Önemli olan mükemmel hayatı bulmaya çalışmak değil sahip olduğumuz bize bahşedilen tek hayatımızı sonuna kadar yaşamak. Her seçim bize ait. Seçimlerinle tek şansına iyi bak.
Bazen kelimeler yetmez hissettiklerini anlatmaya:
Sevgili 1000kitap ailesi bu incelemeyi yapmayı kitabı okuduğun ilk gün karar verdim ve lütfen dikkat spoiler verebilirim. Kitabımız kendilerine Kinyas ve Kayra diye adlandıran iki erkeğin bulundukları ülkeden ailelerini terk edip yeni bir ülkede (ülkelerde) hayata başlamasını konu alıyor.
Ne kadar bir başarı hikayesiymiş gibi gözükse de aslında bir çöküş hikayesi. Karakterlerimiz her türlü pisliğe bulaşmalarına ve daha da dibe batmalarına rağmen yine de Türkiyeye geliyorlar. Bir türlü hastalıklı parmağı kesip atamamak gibi görünüyor başta. Oysa hiç öyle değil Kinyas için. Çünkü hayatın yaşanmaya değer olduğunun farkına varıyor Kinyas karakterimiz.
Kitap üç bölümden oluşuyor. Öncelikle Kinyas ve Kayra'nın birlikte yaşadıkları hayatı anlatan, daha sonraki bölümlerde kinyas ve kayra'nın ayrı ayrı hayatlarını anlatan bölümler şeklinde.
Eh Hakan Günday kitapta kendine de öyle bir yer vermiş ki gerçekten yazarlığına ve düşünce tarzına hayran bıraktırdı. Okuduğum ilk Hakan Günday kitabıydı. Büyük ihtimalle de son olmayacak. Evet biraz daha kitaptan bahsetmek istiyorum.
Kayra yaşadığı içsel çöküşten kurtulamayıp sona doğru giderken, Kinyas ise (onun tabiriyle) bütün pisliklerden yani kendinden kurtularak yeniden hayata başlıyor.
Kayra'nın hayatı son bulmadan önce söyledi söz: hiçbir şey yok! İken, Kinyas'ın yeni hayatına başlarken kurduğu ilk söz ise: her şey var! Oluyor.
*Spoiler içermekte*
Kitabı okumadan önce sayfada 1 günde okuyan birisini görmüştüm ve içimden yok artık 1 günde de bitmez demiştim. Hakkını yemişim Stefan Zweig kitapları gibi al başla bitir tarzı bir kitap o derece güzel yalın anlatım ve tamamen içine çeken, insanın keşke hemen bitmeseydi dediği türden bir kitap bu sebeple bende elimden geldiğince yavaş okumak istedim. Çünkü her bir kitabı bitirince üzülen insanlardan birisiyim . Bunda da gerçekten bitmesine ayrı üzüldüm sonunun böyle bitmesine apayrı üzüldüm keşke böyle bitmeseydi. Keşke lennie nin hayalindeki gibi bir evi bahçesi ve en önemlisi tavşanları olsaydı onları besleseydi..
Kitabın sonunda "Yahu bu iki herifin neden tadı kaçtı ki şimdi " cümlesi tamamen insanı düşünmeye ve anlamaya sevk eden bir cümle. Her insanın ne düşündüğünü neye üzüldüğünü anlatan nasıl bir bakış açısı olduğunu gösteren bir cümle. Bana kalırsa üzüldükleri nokta bazı şeylere mecbur kalmalarından kaynaklı. Hayat bazen bir seyi istemediğimiz ama yapmaktan başka seçeneğinin olmadığını gösterir.George yapmak zorundaydı çünkü Lennie yi seviyordu onun gözlerinin önünde elinden bir şey gelmeden ölümünü izlemek ona yardım edememek Lennie gibi çocuk kalpli birisini daha çok öldürürdü. George buna dayanamayacaktı ve bu yolu seçti.
Gerçekten tavsiye edebileceğim bir kitap asla pişman olmayacağınızı düşünüyorum. Sadece okurken okuyup bitireyim düşüncesinde olmayın. Bol bol düşünerek okumayayı unutmayın yeter. İyi okumalar
