Hak dostlarını sevmeye, onlara yönelmeye ve Şeriatın Sahibine tâbi olmaya teşvik hakkındadır.
Dervişler dâima Allah Sübhânehû ile beraber olan Hak dostlarıdır. “Onlar öyle bir topluluktur ki onlarla hemhal olan âsî olmaz.” (Müslim, Zikir) Nitekim Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Muhacirlerin fukarâsı hürmetine Allah Teâlâ’dan istekte bulunurdu. (Taberani)
Yine Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) o fakirlerle ilgili olarak şöyle buyurmuştur: “Saçı başı birbirine karışmış ve kapılardan kovulmuş nice kişiler vardır ki şayet Allah (Celle Celâlühû)’ya yemin etseler istekleri derhal kabul edilir onları yeminlerinde yalancı çıkartmaz.” (Buhari, Sulh)
Bir nasihatim de şudur: Şeriatın Sahibi (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimize mutlaka ittibâ etmek gerekiyor. Bu olmadan kurtuluş muhaldir. Dünyanın şatafatına ve debdebesine iltifat etmemek; dünyalığın varlığına ya da yokluğuna aldırış etmemek gerekir.
Sıkıntısı ve dileği olanlar onu vesîle ederek, araya koyarak Allahü teâlâya duâ ettiklerinde dileklerine kavuşurlardı.
Abdülkâdir Geylânî hazretleri buyurdu ki:
“Sıkıntıda olan bir kimse beni vesîle edip Allahü teâlâya yalvarsa derhâl sıkıntısı gider. Şiddet ânında her kim benim ismimi ansa derhâl rahata kavuşur. ‘Abdülkâdir Geylânî hazretlerinin yüzü suyu hürmetine’ diyerek, her kim Allahü teâlâdan dilekte bulunursa, derhâl işi görülür.”
“Allah’ım! Ceddim, Habîbin Muhammed aleyhisselâm ve kullarından takvâya erenlerin hâtırı için, hiçbir talebemin rûhunu tövbesiz alma.”
Kendisinden; duânın kabûl edilmesi, hayır ve misâfire ikrâmdan soruldu. O zaman şu hadîs-i şerîfleri okudu:
“Kul günâh işlemeyi talep veya akraba ziyaretini terkte bulunmadıkça ve acele etmedikçe duâsı kabul edilir.” Eshâb-ı kirâm; “Yâ Resûlallah, acele etmek nedir?” diye sorunca; “Duâ ettim de kabul edildiğini görmedim der ve o anda vazgeçerek duâyı bırakır” buyurdular.
Muäviye’den (رَضِيَ اللهُ عَنْهُ’)’dan rivayet edildiğine göre:
Rasulullah ﷺ şöyle buyurmuştur:” ALLAH kimin iyiliğini isterse onu dinde bilgi sahibi yapar.”(Buhäri,Müslim)
Resulullah sahabelerine:
"Kendisinde kamet edeceğin kadar dünya ve kendisinde baki kalacağın kadar Ahiret için çalış.
Kendisine olan ihtiyacın kadar Allah'a ibadet et; Cehennem ateşine dayanabileceğin kadar günah işle." buyurmuştur.
Ey Oğul !
Bildiklerini yerine getirmeyen ve nefislerini terbiye etmeyi ihmal edenlerden olma sakın!
...
Zira ilmin faydası, ancak o ilim hayata geçirildiğinde ortaya çıkar.
Ebû Davût, Sünen’inde zayıf hadislerin bulunduğunu bizzat kendisi ifade etmiştir. Ona göre;
“•Aşırı derecede zayıf olmayan hadis, rey ve kıyasa tercih edilmelidir.”