İslami İlimler

Emali Beyitleri ve Akaid Ehl-i Sünnet itikâdını nazım (şiir) olarak anlatan ünlü ve önemli eserlerden biri kuşkusuz Emâlî kasidesidir. "Bed'ül Emali" kasidesini, Sirâceddin Ali bin Osman el-Ûşî (ö.1180) hazretleri kaleme almıştır. Tam künyesi; "Ebû Muhammed (Ebü’l-Hasen) Sirâcüddîn Alî b. Osmân b. Muhammed b. Süleymân et-Teymî eş-Şehîdî el-Fergānî el-Ûşî olup, günümüzde Kırgızistan sınırlarındaki, "Oş" şehrinde doğmuştur. Osman el- Uşi, bir müddet Fergana şehrinin kadılık görevini de yapmıştır.
"Bed-ül Emali" kasidesi, altmış yedi beyitten meydana gelmiştir. Emâlî, lûgatte “imla’” kelimesinin cem’îsi (çoğulu)dir ve yazmak mânâsınadır. "Kitaba bakmaksızın kalpten-gönülden yazmak" anlamına gelmektedir. Müellif merhum, (bazı yerlerde beyitlerine nisbeten, Nazım Hazretleri olarak geçer) Tevhid’le alakalı bu eserini, hicri altıncı asrın sonlarına doğru yazmıştır. Emali beyitlerinde çeşitli itikadi konular bulunmaktadır. Emali beyitleri, mezhepler arasında vuku bulan ihtilaflara, Ehli Sünnet mezhebinin cevabı niteliğindedir. Ehli Sünnet mezhebinin inanç esaslarını bir arada toplayan bu manzumenin esası, Kelime-i Şehadetin özlü manasında toplanmıştır.
Reklam
Emâli, eskiden medreselerde okunur, her din âlimi ve medrese talebesi bu kasideyi ezbere bilirdi. Yaklaşık dokuz asırdan beri, her devirde Müslümanlar tarafından okunup ezberlenmiş, şerh edilerek üzerine açıklamalar yazılmış, akaid ve kelamda yararlanılmış olan bu eser, geniş kesimlerce itibar görmekte ve halen belli çevrelerce okunup, ezberlenmektedir.
1.Beyit يَقُولُ الْعَبْدُ فِي بَدْءِ اْلأماَلِي * لِتَوْحِيدٍ بِنَظْمٍ كَالَّلألِي Allah'ın kulu, (Emali Kasidesinin Müellifi) Tevhid için yazmış olduğu, inciler gibi dizilmiş manzum kitabı olan Emali'nin başında der ki: İzah: Osman el-Uşi, bu kasideyi inanç esaslarını ve özellikle tevhidi açıklamak amacıyla şiir tarzında yazdığını, ve emali beyitlerinin bir inci gibi ahenkle sıralandığını ifade eder.
2.Beyit له الخلق مولانا قديم * وموصوف بأوصاف الكمال Mahlukatın ilâhı, kadim olan Mevlamızdır. (Mevlamız ezelidir) ve Kâmil Sıfatlarla vasıflanmıştır. İzah: "O her şeyden öncedir; kendisinden sonraya hiçbir şeyin kalmayacağı son'dur; varlığı aşikardır; gerçek mahiyeti, insan için gizlidir. "O her şeyi bilir."(Hadid/3) "Yaratmaya başlayan, sonra onu tekrarlayan O'dur, ki bu, O'nun için pek kolaydır. Göklerde ve yerde (tecelli eden) en yüce sıfat O'nundur. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir."(Rum/27)
3.Beyit هو الحي المدبر كل امر * هو الحق المقدر ذوا لجلال O Hayy'dır; her bir emri tedbir edicidir. Hakk'tır; her bir emri takdir edicidir ve Celal sıfatının sahibidir. İzah: "Gökten yere kadar, olan bütün işleri Allah düzenler, sonra işler sizin hesabınıza göre bin yıl kadar tutan bir gün içinde O'na yükselir."(Secde/5)
Reklam
4.Beyit مريد الخير والشر القبيح * و لكن ليس يرضى بالمحال Hz Allah, hayrı ve kabih(çirkin) olan şerri murat edicidir . Lakin Hz Allah, muhale (kötü fiillere) razı değildir (kötülüğe rızası yoktur). İzah: Mu'tezile'ye göre "اصلح على الله" vardır, yani Allah'a iyiyi yaratmak vacibtir. Kötüyü yaratmaz. Ehli sünnete göre ise iyiyi de kötüyü de her şeyi Allah (cc) yaratır. Ancak kulların iradesi mucibince yaratır. Ama yine de kullarının iradelerini kötü yanda tasarruf etmelerinden razı olmaz."Bu Allah’tan" derler; başlarına bir kötülük gelince de "Bu senin yüzünden" derler. “Küllün min indillah [Hepsi Allah’tandır] de, bunlara ne oluyor ki bir türlü laf anlamıyorlar.) (Nisa/78)
5.Beyit صفات الله ليست عين ذات * و لا غيرا سواه ذاانفصال Allah'ın sıfatları, zatının aynı değildir ve zatından ayrı da değildir. İzah: Sıfatlar mevsufun aynı değildir. Mu'tezile'ye göre ise aynıdır, onlara göre Allah demekle "Kadir, Alim, Celil" demek aynı manayadır. Ehli sünnete göre sıfatullah mahlukatta olduğu gibi mevsuflarından ayrılabilen değildir. Ezelden ebede kadar, Allah'ın zatıyla bakidirler. Nasıl ki güneşden gelen bir ışığa güneşin aynıdır demek yanlış olursa, Hz. Allah'ın sıfatları da böyledir. "Hiç gökleri ve yeri yaratan Allah'ın birliğinde şüphe edilir mi?"(İbrahim/10)
6.Beyit صفات الذات والافعال طُرّا * قديمات مصونات الزوال O'nun zatının, efalinin ve sıfatlarının hepsi kadimdir, yok olmaktan korunmuştur (zail olmaya ihtimali yoktur). İzah:Zatının sıfatları: "حىٌّ" gibi ihdas(yaratıcılık) manasını müştemil olmayan sıfatlardır. Ef'alinin sıfatları: "محى" (Hayat veren) gibi, "رزّاقٌ" gibi ihdas manasını müştemil olan sıfatlardır. Hasen-il Eş'ari hazretlerine göre ef'alinin sıfatları kadim değildir, hadistir, sonradan olan sıfatlardır. "O her şeyden öncedir; kendisinden sonraya hiçbir şeyin kalmayacağı son'dur; varlığı aşikardır; gerçek mahiyeti insan için gizlidir.O her şeyi bilir."(Hadid/3)" Yeryüzünde bulunan her şey fânîdir, gelip geçici, yok olucudur. Ancak Yüce ve Cömert olan Rabb’ımızın varlığı bâkîdir, ebedidir, son bulmaz." (Rahmân/26,27)
7.Beyit سمّى الله شيئا لا كالاشياء * و ذاتاً عن جهات الستّ خالٍ Allah'a var olan manasında 'şey' diye tesmiye ederiz (isimlendiririz) ama "başka şeyler" gibi değil. Ve ciheti sitten (altı yön) münezzeh olan "zat" diye tesmiye ederiz. İzah: Ayet-i kerime ile de sabittir ki Allah'a 'şey' kelimesini başka birşeye benzemez olarak isimlendiririz. Çünkü şey mevcud olana denir ve Allah-ü teala vacibül vücudtur. Hz. Allah'ın 'zat' olarak isimlendirilmesi de hadis ile sabittir. Hz. Allah'ın altı yönden hali olması "Allah her yerdedir" diyen Mu'tezile ve Kaderiyye mezhebi ile "Allah arş-u aladadır." diyen Müşebbihe ve Keramiyye mezheplerine reddiye olarak söylenir. Halbuki Allah-u teala mekandan münezzehtir. "En güzel isimler Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin." (Araf/ 180) ayetinden hareketle, Allah'ın güzel isimlerle zikredilmesi en doğru olandır.
91 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.