Kadın ve erkek ortasında gayet esaslı ve şiddetli münasebet, muhabbet ve alâka; yalnız dünyevî hayatın ihtiyacından ileri gelmiyor. Evet, bir kadın, kocasına yalnız hayat-ı dünyeviyeye mahsus bir refika-i hayat değildir. Belki hayat-ı ebediyede dahi bir refika-i hayattır. Madem hayat-ı ebediyede dahi kocasına refika-i hayattır, elbette ebedî arkadaşı ve dostu olan kocasının nazarından gayrı başkasının nazarını kendi mehasinine celbetmemek ve onu darıltmamak ve kıskandırmamak lâzım gelir.
Erkekler kadınların kendilerinden üstün olduğunu bilirler, bu yüzden de en zayıflarını ya da en cahillerini seçerler. Böyle düşünmeselerdi, kadınların da kendileri kadar bilgi sahibi olmalarından asla korkmazlardı.
Erkeklere sonsuza dek baskı yapabilirsiniz ama kadınların fazla üstüne gitmemek gerekir. Çünkü kadınların kalbinde doğruyu söyleme arzusu vardır. Pek çok erkek karısını defalarca aldatmasına rağmen sırrını kendine saklayıp vicdanı rahat mezara götürmüştür. Oysa pek çok kadın sadakatsizliğini kocasının yüzüne haykırıp kendi yaşamını mahvetmiştir...
Evlenmeden önce oku. Evlendiysen yine oku. Boşanacaksan yine oku. Allah Teâlâ'dan korkuyorsan, evlilik hukukunu çiğnemekten çekiniyorsan, öğrenmek için oku...
Hayız, Havva validemize Allah Teâlâ'nın,
“Şu ağaca yaklaşmayın” (A'raf 740) emrine uymayıp zelle işlemiş olmasından dolayı hatasına kefâret olarak emredilmiştir. Bu nedenle ilk hayız gören kadın, Havva annemizdir.