k

Karalamalar

Uzun zaman sonra gerçekten kitaplardan istifade ettiğim bir gece geçirdim. Özlemişim. Üniversite yıllarında gece 12'de başlar, sabah namazına değin okuma yapardım. O günkü hislerim uyandı bugün ile. İlme odaklanmak müthiş bir terapi. Dert ve kaygıdan azade oluyorsun. Otuz beş yaş oluyorsun!
Durduğum yer benim değil iken gidebilecek bir yerimin olmaması ne acı; gidebilecek bir yerim yok iken hala ve inatla durmayışım ne gaflet; nihayetinde olmuyorken yaşıyor olan insanın, yaşıyorken olduğunu bilmemesi bu, bu ne tuhaf bi' hayret
Reklam
uluslar-arısı
Bir arı çapraz geçiyor önümden, belirli aralıklarla. Ağzına bir çiçek alıyor yerden, hızla uçup köşedeki müstakbel yuvasına ekliyor. Uygun çiçeği seçmek için ağaç dalında soluklanıyor bir miktar, ve devam ediyor. 03.30'de böyle, 08:30’da böyle, çıkıp gidiyorum sonra. Hala böyle mi gün boyu? Ritmik ve bilinçli. Her canlı ritmik, çalışkan ve bilinçli.. Sabah mor çiçek ağacına gelen koca arı, akşam da geliyor. Muhsin Bey’in çiçekleriyle konuşmasına benziyor arının gelişi: - Arılar sardı arılar sarmıştı başımı saçlarımın arasına karışmışlardı Aklım şimdi oyuk oyuk zihnimin peteklerinde yapışkan vızıltılar. Biz de en az köşedeki tornacı kadar iyi biliyoruz: İzlanda'da doğmadın diye çektin sen bunca çileyi. Şimdi sen, Budapeşte'de renkli yaşlı avizeleri selamlayan Yüksek balkonundan köprülere böbürlenerek bakan 2 odalı eski bir evde Genç kahkahaların huzurunda Bencil bir sûkutta olan bir arı da olabilirdin.
Öncelikle şunu açığa kavuşturalım: ölçüsüz, redifsiz, kafiyesiz şiiri babannem de yazar.
Geçiş Nezlesi
En nihayetinde sıkıntı, naneli sakız kılığına girmiş kıvamlı bir sümük gibi gömleğimin kol ağzına yapışıp kaldı. Ben böyle zamanlarda.. Sanatsever filan değil, hayat gerçeğinden sanatakaçan olduğumu düşünürüm mesela. Kandırıp durduğumu arada midemden bile medet uman zihni. Gönül Ferman Dinlemiyor'u dinlerim. İki şiir okurum. Şinasi'yi anarım. Cuba Gallery'de fink atarım. Küba'ya hiç gidemeyeceğimi kim söyledi ki? Derim. Umuda bal satarım. Küfür de ederim ama içimden. Küfür, ruhun geri dönüşüm kutusu. Uyumsuz renklerin uyumunu görebilen bunu kilitlere fısıldamasa da iğde yaprağına yamalasa. En nihayetinde sıkıntı dediğin hiç geçmiyor. Sümük, sağ gösterip genzimden içeri akıyor. Kahve var mı?
Peki ya ben?
"Bu insanlar birbirlerine sahip, peki ya ben? Benim sensizliğimden başka ne var ki elimde! "
Reklam
Çırpıntı II
... dindirme, yetmez. çağır nefesi ateşten olanı, kırka böl, bir diyen iniltiyi. aş, aşkın olanı. sellerden ve rüzgardan geç. devirerek ilerle, devrilmez alemleri. topla görüngüyü, yak; uçur, tozunu dumanından. dumanını içir burnumdan, tozunu ek derimden içeri. boşalt kanımı, nefesinle geri üfle ateşi. yanan ve kavrulan, ve ateşinden doğurulmuş bir 'közü dinmez'e çevir özümü. içim, içimden içine; ateş, ateşi ateşle. dinsin toprak dinsin su dinmesin rüzgar; savursun, taşı eriyik eden yangını.
Düğme
Herkesin içinde bir çocuk varmış ya; Benimki yanımdan yürüyor Minik elleri avuçlarımda. O yüzden hiç geçemedim, Koşar adım karşıdan karşıya
belki 'tanımak' demeliyim. incelerek ufaltılmış parçalarda kendimi tanıyabiliyorsam, kazanılmış ve yaratılabilmiş bir hayat olabilirdim. olamaz mıydım? hatrı sayılır bir kıyamet ağrısında, akıtılmış bir oluk kan, ben değil miydim.. kim/di? ( ... )
Hoşça kal yirmi beş
göklerde süzülmeyi iyi bellemiş bir güvercinle, kelimelerimi haber salmışım da, muhtelif bir sebepten yolda ölmüş, canım güvercin, onun canının yasını tutuyorum. ölüsü yiten güvercine mi bu dile gelmeyen, yüreğimde kopan ağıt; göklerden nereye indiğini bilmediğim kelimelerime mi yazılıyor, kararmamış mürekkeple; yoksa kaybolan masumiyetin imgelerini, imbiklerden geçmez eden zihniyet mi, bu yasın efendisi. efendisini, sahip bellemiş bir yasın, dilsiz ağıtı; ah, süzülmeyi nasıl da sildi ölüm kanatlarından. kanatların nasıl da silindi göklerden. izin bile soldu, gitti.
217 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.