Profil
Bugün Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümü. Namı diğer Türk Rönesansı. En büyük kayıplarımızdan biri.
Reklam
Eğer köy enstitüleri yaşayabilseydi, ne şehirlerimiz harab olur, ne de köylerimiz fakirlik yuvaları olmaya devam ederdi.
Sayfa 508 - İş Bankası Kültür Yayınları 13. BasımKitabı okudu
Köy enstitülerinin kapatılışında Türkiye'deki tutucu ve gerici çevreler kadar, bu sistemi yakından takip eden ve ülkemizin milli eğitim sistemine danışmanları üzerinden müdahale etme şansı bulunan ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin de payı vardı.
Sayfa 185Kitabı okudu
Demokrat Parti'nin sözcüleri tarafından köylere kadar yayılan asılsız dedikodulardan sonra, köy enstitülü öğretmenler birer komünistmiş gibi görülüyor, nerede olurlarsa olsunlar, hiç vakit geçirmeden eğitim kurumlarından temizlenmeleri isteniyordu... Bu tehlikeli (!) durum toprak ağalarının, softaların, emperyalist güçlerin işine gelmiyordu...
Sayfa 183Kitabı okudu
Köy enstitülerinde aldığımız vatan sevgisi çok sağlam temellere dayanıyordu. Biz, kıraç topraklarda fidan yetiştirecek, fersiz gözlere ışık getirecek ve mutsuz yüreklere taze kan verecektik. Böylece, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimlerine ve ilkelerine bağlı bir gençlik yetiştirecektik...
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
21 Temmuz 1946'da yapılan seçimlerden sonra kurulan Recep Peker hükümetinde Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel'e kabinede yer verilmemiş, yerine Reşat Şemsettin Sirer atanmıştı. Bu tarihten sonra köy enstitüleri için kötü günler başlıyor demekti... Yüksek Köy Enstitüsü kapatılırken, İsmail Hakkı Tonguç ve M. Rauf İnan başta olmak üzere köy enstitülerinin yüksek düzeydeki yöneticileri birer birer görevlerinden alınıp sürgüne gönderiliyorlardı... Köy enstitülerinde uygulanan "iş içinde eğitim" uygulamasına son veriliyor, klasik okullarda uygulanan dört duvar arasında yapılan eğitim sistemine dönülüyordu. Yani 1946 seçimlerinden sonra, "demokrasiye geçiyoruz" savıyla aslında ülkemizi yönetenler yön değiştirmiş; böylece başta Amerika olmak üzere Batılı ülkelerin yörüngesine girmiş oluyorlardı...
Sayfa 108Kitabı okudu
İftira...
Okulumuzun doktoru Faruk Sükan, DP iktidarı döneminde içişleri bakanı olduğunda, İvriz'de görev yaptığı dönemde tuvalet çukurlarında cenin ve bebek cesetleri gördüğünü söyleyerek İvrizliler başta olmak üzere köy enstitüsü mezunlarını dehşete düşürdü. Bu iftiraya hala inananlar var ne yazık ki !..
Ziraat Marşı...
İvriz Köy Enstitüsü'nde, uygulamalı tarım dersleri için tarlaya, bahçeye çalışmaya giderken Behçet Kemal Çağlar'ın yazdığı, Adnan Saygun'un bestelediği Ziraat Marşı'nı coşkuyla söylerdik. ... Kuracağız öz yurda dirliği, düzenliği, Yıkıyor engelleri yurdun egemenliği. Görsün köyler bolluğu, rahatlığı, şenliği, Bizimdir o yenilmek bilmeyen Türk Benliği. Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz, Biz yurdun öz sahibi efendisi köylüyüz...
Köy Enstitüleri Bugün Neden Yok cevabı..
“ Aslında bütün mesele ümmet kalmak isteyen bir grupla millet olmak isteyenler arasında cereyan eden bir mücadeledir.”
102 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.