k
Kütüphane
2 üyeKatedrale girdiğinde, içeride başkaları yoksa bile sessiz olursun çünkü orası bir katedraldir. Kütüphaneler de öyledir.
Sayfa 183 - domingoKitabı okudu
"Sadece ödevler için kütüphaneyi kullanan bir nesil yetişti, benimle birlikte Türkiye'de. Kişinin sosyal yönünü geliştirecek kitaplara sıra gelmedi okul yarışı içinde."
Sayfa 60Kitabı okudu
Bu vesile ile belirtmeliyiz ki araştırmacıların bitmez tükenmez dertlerinden biri de kütüphanecilik hizmetlerinin eksikliği ve kalitesizliğidir. Kütüphanelerimiz hazin durumdadır. Özellikle (en iyi olması gereken) Ankara Milli Kütüphane iyi çalışmamaktadır. İzmir Milli Kütüphane'nin, Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nin, Atatürk Kitaplığı'nın tamiratı hiç bitmez. Tamiratların araştırmacıyı niçin engellediğini de kimse açıklayamaz. 1928 öncesinin bütün eserleri bilgisayar ortamına aktarılıp internet üzerinden, ücretsiz olarak hizmete sunulması gerekirken çoğu kütüphanenin böyle bir hazırlığı bile yoktur. Millî Kütüphane'nin "ücretli" internet hizme ti, küçücük bir bilgiye ulaşmak için birkaç gazetenin birkaç yıllık sayılarını taramak zorunda olan araştırmacı açısından caydırıcıdır. Resmî kurumlar, kültürle ilgili çalışmalarda caydırıcı değil, teşvik edici olmalıdır.
Sayfa 12Kitabı okudu
Genel konuşmak gerekirse tüm insanlar yasak olan bir şeyi sevebilir ve çoğu zaman bilgi tam olarak budur.Kayıp bilgiler bu tanıma daha da çok uyar.Bayatlamış ya da değil,söz konusu İskenderiye Kütüphanesi olduğunda herkesin arzulayabileceği bir şey vardır ve bizler,bir tür olarak uzaklardaki bilinmeyenin çağrısına her daim çok duyarlı olmuşuzdur.
Kütüphanem benim krallığım, burada kızımdan, karımdan, toplumdan uzaklaşıp tek başıma hükümdarlığımın keyfini çıkarıyorum. Başka yerlerdeki otoritem ancak sözde ve de zayıf... Evinde kendine ait yalnız kalıp herkesten saklanabileceği bir yeri olmayan insan, bana göre mutsuz insandır.
“İlk kütüphaneler bu bakımdan numuneliktir. En fazla on Kitabımız olur ama hepsini neredeyse ezbere biliriz. Zamanla her nasılsa bu bütünlük kaybolur: Raflarda belirsiz ciltlerin sayısı giderek artar ve sık sık başa geldiği üzere kendimizi koleksiyonculuğa kaptırırız, bu tedavisi olmayan müthiş hastalık bizi ilk ya da nadir baskıları, hatta sırf kapak tasarımı, yazı karakteri ya da boyutu hoşumuza giden kitapları istiflemeye kadar götürür.”
Sayfa 89 - Notos KitapKitabı okudu
