l

Liberalizm

0 üye
3. Spesifik Sorunlar: Sözde Bilim İnsanı Kıtlığı
İlk olarak fazlaca öne çıkan, bilim insanı, araştırmacı, mühendis ve benzerinin "kıtlığı” meselesine yönelelim. Federal devletin, bu sözde "kıtlığı” gidermek amacıyla bilimsel eğitimi sübvanse etmesi gerektiğine dair yaygın bir iddia söz konusu. Gelin bu sorunu daha yakından analiz edelim: Her şeyden önce, bilim insanı "kıtlığı”
3. Spesifik Sorunlar: Sözde Bilim İnsanı Kıtlığı
Bilimsel eğitime yapılan federal yardımların, bilim insanı eksikliğini çözmek için isabetsiz ve başarısız bir metot olduğu zaten artık ortaya çıkıyor. Eğer eksiklik varsa bunun maaşların diğerlerine kıyasla yüksek olmamasından kaynaklandığını gördük. Öyleyse şunu düşünün, federal hükümet vergi gelirlerini fen öğrencilerine mali destek sağlamak için harcıyor. Bunun etkileri neler mi? Bunun başarabileceği tek şey daha fazla fen öğrencisi yaratmak. Bu öğrenciler mezun olduklarında görüyorlar ki, artan arz sebebiyle, bilime ayrılan ücretler artmamakla kalmıyor, başka alanlarla karşılaştırıldığında düşük bile kalıyor. Sonuçta, giderek artan sayıda bilim insanı, alanlarının dışında çalışmaya itiliyor ve sübvanse edilen programlardan faydalanmak konusunda daha fazla öğrencinin cesareti kırılıyor. Kısacası, buradaki asıl sorunu teşkil eden maaşlar, bu türden bir devlet müdahalesiyle eskisinden de kötüleştiği için, federal sübvansiyonların fen eğitimine tek nihai etkisi, var olan bilim insanı yetersizliğini yatıştırmaktansa daha da alevlendirmektir. İşte bu, devletin belli bir problemi çözme hedefiyle yola koyulup, o probleme çare bulamadan, çözülmesi gereken yeni sorunlar ürettiği örneklerden yalnızca biridir. Bu şekilde müdahalenin asıl amacı tamamen boşa çıkmış olur. Ve eğer devlet tüm bunların üstüne kötüleşen durumu, daha da fazla federal yardımla güvene almaya çalışırsa, durum eskisinden de fena hale gelir.
Reklam
İki Temel Sorun: Genel Araştırma ve Askeri Araştırma
Önemli bir diğer husus da şu: Devlet özel firmalardan hizmet satın almak yerine, teknisyen alımını kendisinin üstlenmesinin askeri olarak hayati önem taşıdığını düşünüyorsa, bu personeli serbest emek piyasasından istihdam etmelidir, zorunlu askerlik benzeri bir yöntem ile değil. Bilimin sınırlarını zorlamak, yeni ürün ve metotlar keşfetmek; özgür ve kısıtlanmamış, yaptığı işten zevk alan, hak ettiğini kazanan akıllar ister; bunlar emeğine zorla el konulan ve ürettiklerinin karşılığını alamayan insanların yapabileceği işler değildir. Yerleri süpürmek veya hendek kazmak gibi işler için köleler insanlara belki kullanışlı gelebilir; ama onları kabiliyet ve özgünlük gerektiren yaratıcı işler için kullanarak başarılı olunamaz.
Şöyle başka hususlar da var: Herkesin kendi mesleğini seçmesi özgürlüğünü yalnızca serbest piyasanın sağlayabileceğini göz ardı etmemeliyiz. Devlet güdümündeki bir ekonomi, diğer kaynakların yanı sıra iş gücü planlamasının da üstlenilmesini zorunlu kılar. Bu da demek oluyor ki, sonuç olarak insanların nerelerde ve hangi işlerde çalışıp çalışamayacaklarının belirlenmesi gerekir. Eğer serbest piyasa, tüketicinin en çok ihtiyaç duyduğu alanlar ve mesleklerdeki daha yüksek ücretlere dair kendiliğinden gelişen teşvikleri sunmaktan alıkonursa, hem herkesin istediği işi yapmasına izin vererek iş gücünü barışçıl bir şekilde yeniden dağıtamaz, hem de bu durumda devlet herkese çalışacağı işin türünü ve yerini dayatmak zorunda kalır ve hepimiz devletin köleleri haline geliriz.
Serbest fiyatlandırma sisteminin gönüllülüğe dayalı idaresine tek bir alternatif var: Devlet dayatması. Ve bu dayatma, yalnızca Amerika'ya şanını veren bireysel özgürlükler ve serbest girişim geleneğini ihlal ettiği için değil, aynı zamanda kaçınılmaz biçimde verimsiz olduğu ve kendi kendine zarar verdiği için de kötüdür. Zira o, tüketici talebini karşılamaya çalışırken ekonomik sistemi yokuşa sürmekle kalmaz, kendi taleplerinin de ekonomide verimli şekilde karşılık bulmasını sağlayamaz. Aynı şekilde, azar azar da yapılsa devlet müdahalesi ekonomiyi sadece sarsmakla kalıp kendi amaçlarının önüne geçerken; topyekûn merkezi planlama, fiyat sistemini yerle bir ederek, kendi elindeki mantıklı iktisadi hesaplama imkânlarını da elden kaçırmış olur. Serbest fiyatlandırma sisteminin olmadığı yerde de devlet, sayısız türden iş gücü ve sermaye kaynaklarını hiçbir surette verimli şekilde dağıtamayacağından, ne tüketicilerin ne de kendi planlamacılarının isteklerini yerine getiremez.
45 öğeden 51 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.