Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Erdem varsa yasalar gereksizdir. Erdem yoksa yasalar uygulanamaz olur.
Din hiçbir işe yaramaz; gece yarısı karanlık bir mahzende orada olmayan siyah kediyi aramaktır.
Robert A. Heinlein
Robert A. Heinlein
Reklam
Özgürlük özgürlüktür, eşitlik ya da tarafsızlık ya da adalet ya da insan mutluluğu ya da vicdanlılık değildir.
Isaiah Berlin
Isaiah Berlin
Hukukun Hakimiyeti ve Sınırlı Devlet
Liberal yazarlar insan ilişkilerinde zorun bir araç olarak kullanılmasına her zaman karşı çıkmışlar ve bu ilişkilerin gönüllü oluşuna büyük önem vermişlerdir. Dolayısıyla, genelde otoriteye, özelde ise devlete karşı sürekli ve giderilemez şüpheler ve korkular taşımışlardır.
Sayfa 200
Düşününüz: Hürriyet mesuliyeti gerektirdiği halde, liberalizmin fikir hürriyetinde de kazanç hürriyetinde de sorum yoktur. İstediğiniz kadar yanlış düşünebilir, fakiri sömürerek istediğiniz kadar kazanabilirsiniz. Liberalizm gafletinizi, sömürücülüğünüzü ve kibrinizi hudutsuz plânına naklederek ben'inizi şahlandırmıştır.
Sayfa 257 - Örtüken, 9. baskı
“Tabii, Liberalizm, şarbondan ölmüştü, ama yine de işler zor kullanarak yürümüyordu.”
Sayfa 71 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kimse sen oyunun içinde kalıp onu daha iyi oynadığın için küresel güç bölüşümü içindeki yerini terk edip “buyur abi” demez sana. Piyasanın üretimin koordinasyonundaki merkezi yeri, piyasa dışı örgütlenmelerin görünmez ve kanlı eliyle korunur hep.
Ali Murat Özdemir
Ali Murat Özdemir
O.E. Buckley'nin Bell Telephone Laboratuvarları başkanıyken belirttiği üzere: "Bilimsel gayreti kırmanın mutlak tek bir yolu varsa o da, direkt olarak tepeden denetleme yapmaya kalkışmaktır. Endüstriyel araştırmanın başarılı tüm yöneticileri bunu bilirler ve tecrübeyle sabittir ki bir bilimsel araştırma yöneticisinin yapmaması gereken tek şey onu yönlendirmektir."
İki Temel Sorun: Genel Araştırma ve Askeri Araştırma
Bu durumda Amerikan sistemi içinde askeri amaçlara ayrılacak kaynaklar federal hükümetin görevidir. Yine de, mesele burada bitmiyor. Zira devletin iki sorumluluğu vardır: (1) Kısıtlı kaynakların sürekli dağıtılıyor olması ve bu sebeple askeriyeye ayrılan kaynağın sivil sektöre ayrılamayacağı anlamına geldiğini asla unutmamak ve (2) hem ekonomik özgürlükleri hem de ekonomik verimliliği azami seviyede tutmak için, mümkün olduğunca, askeri meseleleri özel sektöre bırakmak. Bunlardan ilki, gerek sivil gerek askeri olsun, devlet bürokratlarının hoşlanmadığı; ne var ki öğrenmeleri gereken bir düşünce tarzıdır. Onlar "ne kadar çok askeri ekonomi o kadar az sivil ekonomi" olgusunu öğrenmeli ve silahlı kuvvetlerin, ancak güçlü ve sağlıklı bir toplumla var olabilen ikincil bir güç olduğunu hatırlamalıdır. Ordunun tankları, sağlam işleyen demirçelik fabrikalarına; tank üreticileri, bunları taşıyacak demiryollarına vb. bağlıdır. Eğer ki tamamen sosyalist bir devlete dönüşmeyeceksek -ki onun da işleyemediğini gördük- askeriye işlevini yerine getirebilmek için (kâğıt da dâhil!) sayısız alanda özel sektörün mal ve hizmetlerine mecburdur.
3. Spesifik Sorunlar: Sözde Bilim İnsanı Kıtlığı
Eğer piyasada yeterli sayıda bilim insanı olmasaydı, diğer mesleklere göre onların maaşlarında kayda değer bir artış olması gerekirdi. Böyle bir artış yoksa, gerçekten bahsedildiği gibi bir bilim insanı eksikliği var mıdır? Bu soru ancak son zamanlarda, konuya dair belirsiz pek çok spekülasyon yayıldıktan sonra, Ulusal Ekonomik Araştırmalar Bürosu'ndan [National Bureau of Economic Research] Blank ve Stigler tarafından yürütülen oldukça önemli bir çalışma ile bilimsel olarak ele alındı. Araştırma, son seksen yılda, Birleşik Devletlerideki kimyager ve mühendislerin sayısının, toplam iş gücünün 17 katı genişlediğini ortaya koydu. Çok da kıtlık varmış gibi durmuyor! Ancak daha da önemlisi Blank ve Stigler "kıtlık" fikrinin, fiyat konusu dışında, pek de bir anlam ifade etmediği noktasına vurgu yapıyorlar. Örneğin, bilimsel hizmetlerin fiyatı. Bir kıtlıktan bahsedebilmek için, var olan fiyatlarda bir işe olan talebin onun arzından öyle fazla olması gerekir ki ücretler artış eğilimi göstersin. Ancak, son zamanların ücret oranlarını inceleyen Blank ve Stigler, mühendislerin gelirlerinin 1939'dan beri doktorların, diş hekimlerinin ve avukatların kazançlarına oranla ve fabrikasyon işçilerine kıyasla azaldığını kaydetti. Din adamlarının, eczacıların ve öğretmenlerin bile gelirleri bu dönemde mühendislerle karşılaştırıldığında artış gösterdi. Öyleyse nasıl olur da mühendis yetersizliği olabilir?
52 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.