Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
alın teri
. Bu çiftlikte her şeyi ben, kendi elimle yetiştirdim. Her avuç toprağında, her dalında emeğim ve alın terim vardır. Bu toprağın yazını kışını, gecesini gündüzünü, selini fırtınasını bilirim. Şevket Süreyya Aydemir Suyu Arayan Adam --- Ne kadar ferâgat sâhibi olursa olsun alnının teriyle kazandığı bu makāmı kolay kolay bırakmaz. Burhan Felek --- Bir kavim ki fertleri de devletleri de çapulculukla palazlanmış, hor görmüş alın terini. Cemil Meriç
Reklam
Fücûr: Dilimizde genellikle "fitne" ile beraber "fücûr" kelimesini de kullanırız. Gerçekten fitne ve fücûr iki şer kardeştir. Aslında "fücûr" kelimesinin kökü olan "fecr" kelimesi, "bir şeyi geniş bir şekilde yarmak" demektir. Sabaha bu yüzden "fecr" denir; çünkü güneş karanlığı sıyırır, parçalar. Nasıl güneş karanlığı yırtıyorsa, "fücûr" da aslında kişinin iman, hayâ, edep perdesini yırtar. Haya perdesi, iman perdesi yırtılınca artık insanın yapmayacağı şey yoktur. Fitne ateşine düşmeden, fücûr zilletine kapılmadan müstakim olmalıyız. Fikrimizi, zikrimizi, işimizi imanımıza yaslamalıyız.
Sayfa 332
Fitne; altının gerçek mi, sahte mi olduğunu anlamak için ateşe konmasıdır
Fitne: "Fitne" kelimesinin asıl anlamı, altının gerçek mi, sahte mi olduğunu anlamak için ateşe konmasıdır. Bu kelime, insanın ateşe sokulması anlamında da kullanılır. İnsanlar da fitne ateşi içinde adam olanlar ve olmayanlar, davası olanlar ve olmayanlar, ahlâklı olanlar ve olmayanlar olarak ayrışır
Sayfa 331
Algoritmik bir mantığın varsa , hislerin gerçekleşmesi çok olağan.
Kullanıcı adı stoğu +1
Müteferriç; derdini sıkıntısını gezerek atan kimse, yürüyerek rahatlayan dolaşarak sıkıntısından kurtulan kişidir. Teferrüç, “ferahlama, gezinti” kelimesiyle aynı kökten gelen sözcük dilimize Arapçadan girmiştir.
Sayfa 22
Reklam
Fedâ (ﻓﺪﺍﺀ)
Bir şey uğrunda değerli bir şeyden vazgeçme, uğruna verme.
Harâb-Harap (ﺧﺮﺍﺏ)
1. Yıkık dökük, yıkılmaya yüz tutmuş, vîran. 2.Kötü durumda, bitik, perîşan.
Yoldan Çıkmak
1. belli bir yol izleyen taşıtlar herhangi bir sebeple yolundan ayrılmak, gitmez olmak. 2. mecaz doğru yoldan ayrılmak.
Reklam
Mel'un (ﻣﻠﻌﻮﻥ)
1. Allah’ın lânetine uğramış, rahmetinden mahrum kalmış, lânetlenmiş, lânetli. 2. Lânetlenecek kadar kötü olan, nefret duyulan, nefretle karşılanan.
Kelime Dağarcığımız
•°•~•°• Deruhde: Üstüne almak, kendini vazifeli bilmek. Üzerine alınan iş. Uhdeye dahil olan.
Sayfa 103Kitabı okudu
150 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.