Profil
Bu mülahazalarla Alp Arslan, karşımıza iyi bir asker, mükemmel bir hatip, fakat zaferlerinin neticesinden iyi istifade edemeyen bir siyaset adamı hüviyetiyle çıkmaktadır.
Sayfa 285Kitabı okudu
Uzun tarihi boyunca ilk defa bir Bizans imparatoru Müslüman bir hükümdarın eline esir düşüyordu. Esir alma şerefi de Selçuklu Türklerine ve onun kahraman hükümdarı Alp Arslan'a nasip olmuştu.
Sayfa 281Kitabı okudu
Reklam
Malazgirt Meydan Muharebesi
Bütün kaynakların hemen hemen ittifakla bildirdiklerine göre, savaş çok şiddetli olmuş, Bizans askerlerinin büyük bir kısmi öldürülmüş, başta imparator ve birçok kumandanlar olduğu hâlde bir kısmı esir edilmiş, ancak pek az kısmı oraya buraya kaçarak canlarını kurtarabilmişlerdir. Bizans ordusundaki Uzlar, daha sonra da Peçenekler kendileri gibi Oğuz soyundan olan Selçuklu Türkleriyle karşılaştıklarını kıyafet ve konuşmalarından anlayarak daha savaşın başında kardeşlerinin tarafına geçtiler.
Sayfa 281Kitabı okudu
Malazgirt Meydan Muharebesi
Savaşın ne kadar sürdüğü meselesine gelince, Arap kaynaklarına göre cuma günü öğleden sonra başlayan savaş, akşama kadar bitmişse de, takip, gece de devam etmiştir. Şüphesiz temizleme hareketi ertesi gün de akşama kadar sürmüştür.
Sayfa 281Kitabı okudu
Alp Arslan, sözleriyle ordusunda yarattığı heyecanı, hareket ve jestleriyle daha da arttırmıştır: Cuma günü öğle üzeri son harp meclisini toplayarak tatbik edilecek harp tabiyesini kumandanlarıyla bir kere daha müzakere eden Alp Arslan, ordusuyla beraber namaz kıldı. Sonra ayağa kalktı, yay ve oklarını firlatıp attı; Türk âdeti gereğince atının kuyruğunu kendi eliyle bağladı; eline kılıç ve gürzünü aldı. Ordusu mensupları aynı hareketleri taklit ettiler (yay ve okları bırakma hareketini pek şümullü telakki etmemek icap ettiğini, Selçuklu ordusunun savaşa ok atmakla başlamasından anlaşılıyor). Selçuklu hükümdarı beyaz bir elbise giyinmişti. "Oldürülürsem kefenim budur" dedi ve ileri atıldı, ordusu da peşinden hücuma geçti.
Sayfa 278Kitabı okudu
Birçok bakımlardan dikkate şayan olan bu nutku ayrıca uzun uzun tahlile tabi tutmaya lüzum görmüyoruz, fakat büyük Türk hükümdarının, düşman ordusunun sayıca kat kat üstün olması maddi unsuruna karşı, o anda camilerde dualar eden Islamların teşkil ettiği manevi desteği ortaya koymasını belirtmeden geçemeyeceğiz. Arkalarında bütün İslam dünyasının bulunduğunu bilen Türk ordusunun nasıl bir ruh haliyle mücadeleye atılacağını kestirmek kolaydır. Diğer taraftan, aynı Türk hükümdarı ordusuna şu iki şıktan birini tavsiye etmektedir: Ya toptan şehit olarak cennete girmek, manevi mükafata nail olmak yahut zaferi kazanarak maddi servete kavuşmak. O, üçüncü bir şıkkı, mağlup olma veya ricat şıkkını kabul etmemektedir. Savaşın mahiyetini belirttikten sonra Alp Arslan'ın ordusu mensuplarını savaşa katılıp katılmamakta serbest bırakmasının onların şevkini daha da arttıracağı meydandadır. Hele bütün sıfat ve salahiyetlerini terk edip, kendisini de onlardan biri olarak ilan eylemesinin yaratacağı psikolojik havayı kestirmek güç olmasa gerektir. Zira Alp Arslan'ın ordusuna onlardan biri olduğunu söylemesi demek, aynı zamanda ordusunu teşkil eden her askere kendisi kadar kıymet verdiğini, diğer tabirle onların her birini kendisi seviyesinde telakki ettiğini göstermesi demektir.
Sayfa 278Kitabı okudu
Reklam
Tarihte hemen hemen bir kaidedir: Büyük kitleleri sevk ve idare etmesini bilen büyük adamlar kati neticeyi almak istedikleri anda emrindekilerin psikolojilerine uygun nutuklar irad ederler, onları coştururlar. Tarihin yetiştirdiği en büyük adamlardan biri olan Alp Arslan da aynı şeyi yapmıştır.
Sayfa 277Kitabı okudu
Sultan Alp Arslan'ın II Nutku:
Selçuklu hükümdarı savaş meydanında Cuma namazı sırasında, yaptırdığı bir resmî geçitten sonra, bütün ordusuna ezcümle şöyle hitap etmiştir: "Biz ne kadar az olursak olalım, onlar (Bizanslılar) ne kadar çok olurlarsa olsunlar, bütün Müslümanların minberlerde bizler için dua ettikleri şu saatte kendimi onlar (düşman) üzerine atmak istiyorum. Ya muzaffer oluruz, ya şehit olarak cennete gideriz. Ayrılmak isteyen ayrılsın. Bugün burada sultan yoktur, ben de ancak sizlerden biriyim. Müslümanlara (içinde) zenginlikten başka bir şey olmayan kapı açtım."
Sayfa 277Kitabı okudu
Malazgirt Meydan Savaşı, imha meydan savaşlarının en güzel örneklerinden biri olup Bizanslılara karşı kazanılan zaferlerin en şanlısıdır.
Malazgirt Savaşı'nı sadece bir savaş olarak değil, yeni bir milletin, yeni bir medeniyetin kuruluş başlangıcı olarak değerlendirmek ve anmak lazımdır.
Sayfa 47 - Dergah Yayınları, 14. Baskı, Ekim 2017Kitabı okudu
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.