Profil
Şemsi Ahmed Cami 🙂🕊️ (Diğer adı Kuşkonmaz Cami) 1580 yılında Şemsi Ahmed Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırıldı. Titizliği nedeniyle Mimar Sinan'dan üzerine kuşların pisletemeyeceği bir cami yapmasını istedi. 🕌 (kaynak, vikipedi) Yapının en dikkat çekici yanlarından biri Caminin minaresine veya kubbesine kuşların konmaması. Bu nedenledir ki cami halk arasında Kuşkonmaz Camii olarak bilinir. 🐦 Bunun nedeni ise yapının boğazın hemen kıyısında, kuzey ve batı rüzgarlarının buluştuğu bir noktada bulunuyor olmasıdır.🍃 🌬️Yapının bulunduğu noktanın nasıl rüzgar aldığını, avlusunda bulunan bayrağın sürekli dalgalanışından anlayabilirsiniz. 🇹🇷🕊️ (kaynak, İstanbul'da gez.net)
Zamanın sürekliliğinde köklenmiş olduğumuzu kavramaya zihinsel bir gereksinim duyarız ve insan yapımı dünyada, bu deneyime kolaylık sağlamak mimarlığın görevidir. Mimarlık sınırsız mekanı evcilleştirir ve onda ikamet etmemize izin verir, ama aynı şekilde sonsuz zamanı da evcilleştirmeli ve zamanın sürekliliğinde ikamet etmemizi sağlamalıdır.
Reklam
Işıklandırma
Zihinsel geri çekilmeye ya da mahremiyete hiç yer bırakmayan, sürekli yüksek düzeyde ışıklandırma, etkili bir zihinsel işkence yöntemidir; kendiliğin karanlık içi bile dışarıya maruz bırakılır ve çiğnenir.
Mutluluk, rahatlık, keyif gibi duygularımız çok ince ve tuhaf ipliklerden örülmüştür. İşte bu yüzden tasarımlarımızın çoğunda başarısız oluruz. Sandalyelerimizin rahat olması yetmez, sırtımızı sağlam bir yere dayadığımız hissini de uyandırması gerekir.
Sayfa 277Kitabı okudu
Tehlikenin aniden belirebileceği olasılığını hiç aklımıza getirmezsek güvende olmanın keyfini süremeyiz. Güzellik söz konusu olduğunda da aynı kural geçerlidir. Ancak karmaşa ile flört eden binalara bakınca anlarız çevremizdekileri düzene koyma kapasitemize ne kadar çok şey borçlu olduğumuzu.
Sayfa 211Kitabı okudu
Eski olan daha fazla ayakta kalamazdı, fakat yeni olan da göze fazlasıyla berbat, ruhsuz ve bomboş görünüyordu.
Sayfa 30 - Jean-Luc Gadard'ın 1967 yapımı filmi 2 ou 3 choses que je sais d'elle, bu ânın hissiyatını çok iyi yakalar.
Reklam
Amaç, evin bir mal değil de yuva olması , sevgi ortamına dönüşmesi değil mi ?
bir restorasyon faciası
Evlerle de tanışıklığım var. Ben geçerken, her biri önüme atılıp bütün pencereleriyle bana bakar gibidir. “Merhaba, nasılsınız?.. Ben de iyiyim. Bana mayısta bir kat ekleyecekler!” Yahut: “Sağlığınız nasıl?.. Ben yarın onarıma giriyorum…” gibilerden konuşmalarını duyar gibi oluyorum. Aralarında daha çok sevdiğim, candan dostlar vardır. Bunlardan biri, bu yaz bir mimarın bakımı altına girecekmiş. Her gün yoklayacağım. Tanrı korusun, bakıma alalım derken büsbütün yeryüzünden etmesinler. Açık pembe bir evciğin başına gelen hiç aklımdan çıkmaz. Pek sevimli küçücük bir kagir yapıydı. Bana öyle güleryüzle, biçimsiz, hantal komşularına öyle gururla bakardı ki, önünden geçerken içim hazla dolardı. Geçen hafta o sokaktan geçerken dostuma bir bakayım dedim; kulağıma bir feryat çarptı: “Beni sarıya boyuyorlar; şu halime bak!..” Vicdansızlar! Barbarlar!.. Öyle kıyasıya boyamışlar ki, fırça değmedik ne sütun, ne saçak kalmıştı. Zavallı dostumu, sapsarı bir kanaryaya döndürmüşlerdi. Üzüntüsünden az kalsın ben de sarılık oluyordum.
Sayfa 9 - Panama Yayınları • Çevirmen| Emre AlagözKitabı okudu
Emevi Döneminde
İslam tarihinde mimari ilk kez siyasi ve dinî bir araç olarak kullanıldı.
Sayfa 49
Gerçek şudur ki, kurallara alıştıktan sonra, bunlara uyan binalar sıkıcı gelmeye başlar. Bu yüzden, bir mimar binasının gerçek bir deneyim olmasını istiyorsa, binaya bakanları aktif gözlem yapmaya yönlendiren biçimleri ve biçim bileşimlerini kullanmak zorundadır.
354 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.