o

Ot dergi

Hem Matrix'te hem de Truman Show'da sanal ve gerçek dünyalar arasındaki ayrım çok net. Şimdi bir adım daha ileri gidelim: Peki ya sanal dünya ile gerçek dünya iç içe geçerse ve artık dönebileceğimiz bir "gerçek dünya" kalmazsa? Fransız düşünür Jean Baudrillard'ın (1929-2007) simülasyon teorisinden bahsediyorum. İçinde yaşadığımız postmodern toplumları bu şekilde tarif ediyor Baudrillard.
Jean Baudrillard ./.Simülakrlar ve Simülasyon kitabınının yazarı (okunucaklar listemde)Kitabı okudu
"Bu hayat mı? Ben diyorum ki işçinin Kürt'ü, Türk'ü yok... Hepimiz işçiyiz ve işçilerin sorunu bitmeyecek." (Karadenizde ekmek parası için fındık toplamaya giden Kürt azınlıklı fındık işçileri.Etnik kimlik sorunu.)
Gülşen İşeri / İşçilerin HikayesiKitabı okudu
Reklam
.(show must go on).
Hep rahatsız, hep vicdanı azaplı birisi. Ama yine de "ekmek parası" işte; işini yapıyor Simeon. Truman'ı binbir hileyle kandırırken, başında fırtınalar koparılırken, belki içten içe suçluluk ve azap hissediyor ama işi bu; söyle, ne yapsın, devam etmek zorunda. Simeon bizim "düzene tapan" yanımız. Bir itirazıyla dünyayı değiştirebilecek iken bunu bir türlü yap(a)mayan, vicdanı ile cüzdanı arasına sıkışmış milyonlarca gerçek türevinin başarılı bir temsili. O varsa gösteri devam ediyor ve bütün dünya diyor ki "gösteri sürmeli!" show must go on).(show must go on).
İnanmadığımız hâlde vaazını verdiğimiz mevzularda, kendimizin uymadığı kuralları savunurken, gerçeküstü inançlarımızın hayatımıza yön vermesine her müsaade edişimizde aslında kendimizin Marlon yanı bize rehberlik yapıyor. Bir "mürşid" yahut "sahabe" gibi görünen Marlon, aslında "şeytanın sol bacağı". Bizi hayal dünyamıza sabitleyen, konfor alanımızda kararlı kılan, zanlarımızla korkutan, gelişmeyelim diye bazen bir altılı birayla, bazen başka rahatlatıcılarla kapımızı çalan o keyifçi, adam sendeci yanımız. Arada sırada kendimizdeki Marlon'u görebiliyor muyuz?
Sinan Canan.Kitabı okudu
Truman Show, yahut Truman gösterisi, birçok başarılı edebi eser gibi, ağzınızın ortasına sıkı bir tokat aslında. Fakat pek üstümüze alınmıyoruz bu tokadı. Biz hep "dünyanın merkezinde olması gereken, aldatılan ve bir gün hasbelkader şansı yaver giderek o aldatmadan kurtulacak olan esas oğlan" gibi görüyoruz kendimizi. Halbuki aslında daha çok hep öbürleriyiz biz. Bu da bir film neticede; bize kendi rolümüzü unutturması belki de onun asli işlevi.....
Sinan Canan.Kitabı okudu
. . Geçti, İstemem gelmeni yokluğunda buldum seni. . . Necip Fazıl
Sıddık Akbayır / Şiirler arası Kaçak yolculuklarKitabı okudu
Reklam
47 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.