Seni düşündükçe bütün bu dünya ısınıyor içimde. Rüzgâr çay kokuyor, şalını düşürmüşsün gibi, beklemek kokuyor, bulmak ve kaybetmek kokuyor, söylenemeyen tutuk kelimeler, kırık sözcükler, sen kokuyor
Bir şey bekliyordum. Ne? Hiç bilmiyordum. Yine de hayatın bundan ibaret olamayacağını, yani tam anlamıyla bir hiç olamayacağını, hayatın bir şey olması gerektiğini düşünüyordum ve o bir şeyin gelip beni bulmasını bekliyordum, onu arıyordum hatta.
"Perhiz et" diye tutturdu.
"Ağzına et koymayacaksın" dedi.
Et girmeyen yemekte tat olur mu? Yemeden içmeden vazgeçecek olduktan sonra karnımı deştirir miydim?