Bir olay yaşayınca “bu olayın karşısında ben ne hissettim” de kendine.
Hangi duygudayım. Bunu çözümlemeyi başarırsak bizdeki eksik yada hatalı olanı çözmüş oluruz ve bunu şifalayabiliriz.
Eski söz, "yediğin kadar varsın", günümüzde "bildiğin kadar varsın" a dönüştü ve sizin aklınız, "gerçek" olarak kabul ettiğiniz bilgiye dayalı
olduğu için, "inandığınız kadar varsınız."
Bilim insanları yaratılış fikrini akıllardan silmeyi ve dönüşüm anlamında her şeyi anlamayı hedefliyorlar. Bir şeyin bir başka şeye nasıl dönüştüğünü bilmek istiyorlar. Bir şeyin, bir başka şeyden nasıl doğduğu ile ilgilenmiyorlar, çünkü burada kavrayacak bilimsel bir gerçek yok. Bu yüzden, bilimle mistisizm arasında bir sorun olmasının sebebi olarak, mistiklerin yaratılışa hayranlıkla ve merakla bakmasını, her şeyi dönüşüm olarak değil, yaratılış olarak görmesini gösterebiliriz. Mistikler, dönüşüm yasalarının, aklımızda yarattığımız illüzyonlar okluğunu, nede olsa insanların, kendi yaşamları üzerinde kontrol sahibi olmayı istediklerini söyleyebilirler.