Salam dostlarHər vaxtınız kitab!
Bu gün Rövşən Abdullaoğlunun "Relslər üzərinə uzanmış adam" romanıyla gəldim. Bu yazıçının oxuduğum 4 cü kitabıdır. Kitab "Readers Favorite" təşkilatçılığla keçirilən müsabiqədə qızıl medala layiq görülüb.
Kitabda dramatik,pisixoloji,romantik janrlar öz əksini tapıb.Müharibənin dağıdıcı gücünü
"aşık olan" kişi, sevdiği kişinin mükemmel olduğu illüzyonuna sahiptir.
Annesi onun kusurlarını görebilir, fakat o göremez. Annesi der ki, "Canim, onun beş yıl psikolojik tedavi gördügü konusunu hiç düşündün mü?" Fakat o, "Anneciğim, bana bir şans ver. O üç aydir dişarida," diye yanıtlar. Arkadaşları da onun kusurlarını görebilirler, fakat o sormadan muhtemelen söylemeyeceklerdir.
Büyük ihtimalle o da sormayacaktır. Çünkü ona göre sevgilisi mükemmeldir ve başkalarinin ne düşündüğünü de önemli değildir.
Sosyal mesafe bir ayrıcalıktır. Çünkü bunu uygulayabilecek kadar geniş bir evde yaşadığınız anlamına gelir.
El yıkamak da bir ayrıcalıktır. Musluktan akan suya erişiminiz olduğu anlamına gelir.
El dezenfektanları da ayrıcalıktır. Onları alabilecek paranız olduğu anlamına gelir.
Kapanmalar da ayrıcalıktır. Evde oturacak maddi gücünüzün olduğu anlamına gelir.
Koronadan korunmaya yarayan yolların pek çok çoğu sadace halî vakti yerinde olanların erişebileceği şeylerdir.
Özünde, zenginler dünyayı dolaştıkça yayılan bir hastalık, bundan böyle milyonlarca yoksulun eceli olacak.
Haydı, insanlara qaynayıb qarış,
Qalma bu dünyada həyatdan iraq!
İstəsən aləmi gəz qarış-qarış,
Xain adamları tez görüb buraq,
Qalma bu dünyada həyatdan iraq!
Səməd Vurğun
Bize, sihirli sözcükler fısıldayan insanlar değil, fazilet sahibi önderler gerek. Bu dünyadaki varoluşumuzu sözcüklerin sihrine tutunmadan da gerçekleştirebiliriz. Kaybettiğimiz ahlakı, yaşantının şiirine kulak kesilerek bulabiliriz ...
Bir umut besler insan. Büyütür de büyütür içinde. Bir iç kanamaya döner sonra umutlar. İnce ince kanar. Anlar ki hayat aldatıcıdır. Bir oyun ve eğlence. Kalbi hayata soğur. Yavaş yavaş sönen ateş gibidir artık
Eksik olan şey kendimize bir türlü zaman bulamayışımızdır. Emekli olunca eksik gedik kalmayacaktır. Büyük bir boşluğun içinde buluruz kendimizi. Belki de bir deniz kenarında, ormanın içinde bir köyde ya da bir dağın eteklerinde temiz havada tertemiz pınarlar arasında yaşarsak her şey tamam olacaktır. Sonra?