...
Olumlu duyguların tümü sevgiden, olumsuz duyguların tümü korkudan gelir. Sevgiden mutluluk, hoşnutluk, huzur ve sevinç akar; korkudan öfke, nefret, kaygı ve suçluluk duygusu gelir.
100 milyar yıldızdan birinin etrafında gezinen bir kayadayız.
Türümüz şuana kadar var olmuş yarım milyardan biridir.
Doğma şansımız 400 trilyonda 1'dir. Özel değil, şanlısınız.
Harika hayatınızı dolu dolu yaşayın. Bir daha asla var olmayacaksınız...
Ricky Gervais
Ona, körlük ya da görüş bozukluğundan mustarip kimselerin halüsinasyon görmesinin, tuhaf bir biçimde, az rastlanan bir durum olmadığını ve bu görüntülerin “psikiyatrik” kaynaklı olmayıp beynin görüş kaybına verdiği bir tepki olduğunu açıkladım. Rosalie, Charles Bonnet sendromu (CBS) adı verilen bir rahatsızlık geçiriyordu.
Kitabın ilk vakasını okuduğumda açıkçası korkmuştum ben bu kitabı nasıl bitireceğim diye. Hatta uzun bir zaman devam etmedim diyebilirim. Neden bir istismar vakası bana bu kadar ağır geldi bilmiyorum. Herhalde kitaptaki diğer vakalarda da istismar var ve daha detaya inilmiştir diye düşündüm ama farklı konular daha baskındı. Okudukça kitabın
"Sağlık üç temele dayanır : Beden, zihin ve spiritüel bağlantı. Bunlardan herhangi birinin yok sayılması denge yitimine ve hastalığa davetiye çıkartmak anlamına gelir."
...
Size karşı korkunç davranan insanlar için de tam anlamıyla büyük bir üzüntü duyabilirsiniz. Onlar için böyle bir üzüntü duymanız gerekiyorsa duymalısınız da. Zaman ayırmalı ve kayıplarımızın yasını tutmalı, kayıplarımızı yaşamalı ve o kişilerin sevgimizi hak etmediklerini düşünsek bile bu kayıpların yadsınamayacağını kabul etmeliyiz.
...
Geçmişimizden kaçamayız. Çoğu kez geçmişin üzüntüsü, biz bulmaya hazır olana kadar öylece bekletilir. Bazen yeni kayıplar eski olanları tetikler. Bazen de hayatın ilerleyen yıllarında, başka bir kayıp yaşanana kadar o kaybı hissetmeyiz.
"Sınırlar ve özerklik sağlık için elzemdir," demişti terapist ve grup lideri Johann Peterson. Hayatı bedenlerimiz aracılığıyla deneyimleriz. Hayat deneyimimizi açıkça ifade edemezsek, zihnimizin ve ağzımızın söyleyemediğini bedenlerimiz söyler."
"Öfke, Tabiat Ana'nın bizlere küçücük bir çocukken verdiği, hakkımızı savunup Ben önemliyim deme enerjisidir," diyor İngiliz Kolombiyası'ndaki Gabriola Adası' nda atölye çalışmaları düzenleyen terapist Johann Peterson. "Sağlıklı öfke enerjisi ile yaralayıcı duygusal ve fiziksel şiddet enerjisi arasındaki fark, öfkenin sınırlara saygı gösteriyor olmasıdır. Kendi hakkınızı savunmak kimsenin sınırlarına tecavüz etmez."
...
Birbirimizi ve kendimizi iyileştirmek için buradayız. Fiziksel açıdan iyileşmede olduğu gibi değil, çok daha derinlerde bir iyileşme. Ruhlarımızın özlerimizin iyileşmesi...