Ne yazık ki deneyimlerimiz kişinin ne kadar topluluğa üye olursa olsun içindeki insanın hep aynı kaldığını göstermiştir. Çevresi ona ancak kendi çabası ve acısıyla elde edebileceği şeyi, bir armağan gibi veremez.
Engin Geçtan, her kitabında olduğu gibi hayat hakkında biriktirdiği "koleksiyonluk an"ları, mesleki deneyimi ve bilgisiyle harmanlayarak okuyucuya sunmuş. Aslında salt mesleki deneyimin de ötesinde bir hayat deneyimiyle, New York'tan Çek Cumhuriyeti'ne, Heidegger'den Jung'a hayatın anlamını, anlamsızlığını, varoluşlarımızı ve olamayışlarımızı ele alıyor. Benim şimdiye kadar okuduğum Engin Geçtan eserlerinden en sevdiğim kitabı oldu.
✓ Kimler Okumalı? ✓
Özellikle Psikiyatri alanında çalışan ve eğitim gören hekimler okumalı ama mesleki terim yükü olmadığı için bu alanda okumak yapmak isteyen herkese açık bir kitap şeklinde yazılmış.
× Bazı Güçlükler ×
Bence kitabın tek güç yanı son'lu olmasıydı :')
Merhabalar, umarım rahatsızlık vermiyorumdur 🌷
Kısa süreli olarak katıldığım ve sınırlı ücretsiz kontenjanı olan çok verimli bir eğitimden bahsetmek istiyorum. R2M eğitim şirketinin düzenlediği “Ruhsal Uyanış” semineri, uzman eğitmenlerle ve ücretsiz kişilik testi ve danışmanlıklarla tanık olduğum, çok verimli geçen bir süreç ve bu süreci sizinle de paylaşmak istedim. İlginizi çekerse ve dahil olmak isterseniz diye buraya formu ve posteri bırakıyorum 🙏🍀
İyi günler 🌸
Başvuru Formu:🦋
forms.gle/stgmVBgE2HX3Piq16
Şimdi bize, insanı kabaca her şeye alışabilen bir varlık olarak tanımlayan Dostoyevski'nin sözlerinin doğru olup olmadığı sorulursa, cevabımız "Evet, insan her şeye alışabilir ama nasıl olduğunu bize sormayın" olacaktır.
Eğer, 'ruhsal çöküntü' içindeyseniz
geçmişte yaşıyorsunuz.
Eğer 'endişeliyseniz',
gelecekte yaşıyorsunuz.
Eğer 'huzur' içindeyseniz,
şu anda yaşıyorsunuz