"Reklamların giderek artan bir kısmı seve seve, baştan çıkarma ve beğenilme peşinde, bedenini formda tutmaya çalışan ve erkekte arzu uyandırmaya muktedir 'kurtulmuş' kadın temasına dönüyor."
Para yaşamdır. Parasız açlıktan öleceksiniz demek değildir bu. Kapitalin insana, başka bir sınıfın tüm yaşamı üzerinde egemenlik sağlaması demek de değildir. Paranın her türlü insan yeteneğini gösteren bir şey, bunlara giden yolu açan bir anahtar olması demektir.
Bir reklam ajansı müdürü '' en iyi reklamcılık inanlara o ürüne sahip olmadıkları takdirde kendilerini ezik hissettirir. Reklamcının işi duygusal zaafları deşmek '' demiştir.
Kültürümüzün bebeklikten başlayarak bize yapmamızı öğrettiği şeyleri yapıyorlar. Reklam sloganlarının ete kemiğe bürünmüş hali gibiler.
“Reklam ve tanıtımın kaba ışığını söndürmeliyiz; zira bu ışık işinin ehli olmayan ellerinde olabilir ve bu tür bir aydınlık bu ışığa maruz kalanlar üzerinde psikolojik bir etki yaratabilir. Bir dahaki sefere, bir kır yolunda araba kullanırken bir farın kaba ışığına yakalanan bir tavşanın tavırlarına –parlak gözlerine, kaskatı pençelerine– dikkat ediniz.”
Ajanslar ortaya çıkan farklı bir çok iletişim aracını hekleme konusunda uzmanlaştıkça bu tür çapraz platform yaratıcılıkları daha da yaygınlaşacaktır. Bu hünerler, geleneksel olarak reklamcılık adı verilen şeyden çok daha fazla kendinden söz ettirme değeri yaratma eğilimindedir
Radyo neden perakendecilik dışında bir şey için kullanılmasın? Afişlerinizi doğrudan posta ile gönderseniz ve doğrudan posta materyalinizi afiş yapsanız ne olur? Toplu taşım alanlarındaki afişlerinizin içine bir radyo spotu ekleseniz ne olur? Bir gazetedeki sarı sayfaları otomobil yerine bir düşünceyi satmak için kullansanız? Ya da bir sarı sayfa işi için büyük bir billboard kullanırsanız?
Bu tarz bir düşünceyi dijital alanda uyguladığınız da işler gerçekten ilginç bir hal alır. Bazıları buna hekleme (hacking) diyor.
En sonunda sçzcükler akmaya başlayınca devam edin. Öğle yemeği için ara vermeyin. Pazartesi'ye bırakmayın. Birkaç dakikalığına ayrıldığınızda peşinden gittiğiniz izlerin nasıl hızla silinmeye başladığını görünce şaşıracaksınız.
Sporcular bu yere (her şeyin çalışmaya başladığı bütün pistonların ateşlendiği bu yere) "bölge" diyorlar. Bazı ressamlarda "beyaz an" diyor. Ben ise "her hafta zırvalamadığım o kısa an" diyorum.
Ders: Sıcak not defterinin başından asla ayrılmayın.
Üzerinde çalıştığınız fikirler hakkında konuşmayın. Konuşmak, yaratıcı olma yönünde kullanabileceğiniz enerjiyi yaratıcı olma hakkında konuşmaya dönüştürür. Ayrıca konuşmanız zavallı dinleyicinizin en yakındaki espresso makinesini aramaya girişmesine neden olabilecektir, çünkü üzerinde konuşulan bir fikir asla fikrin kendisi kadar heyecan verici olamaz. Bana inanmıyorsanız bir ara beni arayın size Başlangı. (Inception) filmini anlatayım.
Onlara duvarda hep bir arada görmek, oluşmaya başlayan kampanyalar olup olmadığını ve doldurulması gereken boşluklar olup olmadığını belirlemenize yardımcı olur. Ayrıntılar üzerinde çalışmaya not defteriniz üzerinde devam edersiniz. Ama büyük resim duvarda şekil almaya başlar.
En iyi reklamcıların büyük kampanyaları başlamasından on dakika önce oluşturduklarını düşünmek çok çekici bir fikirdir. Ama bu sadece bir algılamadır, gerçek değil. Arkadaşım Joy Russell'ın bana söylediğine göre, Crispin Porter + Bogusky ajansında çalışırken Microsoft telefon kampanyası için - üzerinde epeyce çalışıp cilalanmış- 2000'den fazla fikri gözden geçirmişler. Ofisinin köşesine yığdığı fikir dosyalarının beline kadar geldiğini söylüyordu. Üstelik sadece dosya kağıdı olarak, arkadaşlar.