Açıkçası kitapla ilgili ikilemde kaldım. Genel olarak çok alışık olmadığımız bir tarzda. Biz ilişkiler de sözsel itiş kakışı seven bir toplum değiliz. Karşılıklı konuşmalardaki sınırlarımızı bilmediğimiz için bu tarz diyaloglar bize uzak. Okurken çok da sevmediğim yerler oldu. Özellikle kitabın ilk başlarında adapte olmak biraz zordu aralarındaki
Kitap Psișik yetenekleri olan Riley Thor'nun
dedektif Nick Santiago ile sahte bir nişanlılık oyunu içinde katilin peșine düşmesini anlatıyor. Gizem, romantizm ve komedi unsurlarıyla dolu bir hikaye sunuyor bizlere.
Ama ben Bu kitap için kısaca çok fazla karakter, çok fazla sayfa, çok az olay diyebilirim.
Kadın karakterimizin kalabalık bir yaşlılar grubuyla yaşaması, pisişik güçlere de sahip olmasından mütevellit gördüğü rüyalar yada görülerle kafasında ölülerle de konuşması eklenince baya bir karakter karmaşası yaşadım. Hangisi gerçek hangisi Rüya baya dağıldım. Bir de 496 sayfa pisişik güçlerini vay kabul ettiydi, vay kabul etti eğitim aldıydı derken karşı komşu cinayetini çözmek ve aksiyon sadece son sayfalara kaldı o yüzden de gereksiz uzatmaları okurken sıkıldım. Ya da ara ara okuyunca konudan koptum bilemiyorum.
Oysa yazarın bir önceki kitabını çok severek okumuştum. Sanırım o serisi ile devam ederim buna devam etmem der kaçarım. Kitapla ve sevgiyle kalın Dostlarım.
️"Sadece kendim için bir şey yapmak istiyorum."
️"Bazen hedeflerimize ulaşmamız için
bir şeyin bizi dürtmesi rahatımızı bozacak bir şe olması gerekir."
️"Ben bizden vazgeçmeyeceğim..."
"Yalnız olmak, işlevsiz bir ilişki içinde olmaktan daha iyidir."
"Babası hep, yaptığın bir şey yüzünden pişman olmak, yapmadığın bir şey için pişman olmaktan daha iyidir derdi."
"Zamanı geri alamazsın. Ama hayatını değiştirmek için bir şans hep vardır!"
"Ayrıca gençliğimizdeki gibi hayatın sadece siyah beyazlardan oluşmadığını anladık. Hayat gri."
"Evin neresiyse ve oturduğun koltukta, sevdiğin insan yanındaysa kalbin oradadır."