Hz. Esmâ: "Eğer sen doğru yolda olduğuna inanıyorsan mücadelene devam et. Senin yanında bu iş için şehit olanların senden bekledikleri budur. Yok, eğer senin mücadelen iktidar ve dünyalık ise sen ne kötü bir kulmuşsun o zaman.
Adamlarının dağılması doğru yolda olan birini etkilemez. Allah için bir mücadeleye girişmişsen mert adama yakışan tek başına da kalsa mücadeleye devam etmesidir. Daha ne kadar yaşayacaksın. Unutma, en güzel şeref Allah yolunda şehit olmaktır!"
Eğer bir insanda dini sorumluluktan kaynaklanan bir Hamiyet varsa imanın heyecanından kaynaklanan bir Hamaset varsa onda Heybet de vardır. Bunlar varsa yine inancının ona yüklediği bir Hassasiyet vardır ve bunların hepsi varsa derin bir Allah korkusu olan Hasyet de vardır. Demek ki Sa’d b. Ebi Vakkâs demek Hamiyet, Hamaset, Heybet, Hassasiyet ve hasyet demektir.
Bazı siyer yazarları Sa’d b Muaz için “Muhacirler için Ebru Bekir’in değeri ne ise Ensar içerisinde Sa’d b Muazın değeri odur” Bundan dolayı Sıddıkül Ensar ensarın sıddıkıdır
Hicretin 20. yılında Hz Öner divan defterlerinin yazılmasına karar verince muhacirleri Hz Peygambere olan yakınlıklarına göre kayıt ettirdi Sıra ensara gelince “Kimden başlayalım” denildi Hz Ömer “Sa’d b. Muazdan ve onun ailesinden başlayın, sonra Sa’d’a yakınlıklarına göre diğerlerini yazın.”
Zeyd b Amr. duysa ki biri kızını gömecek, kılıyor hemen o adamın yanına yalvarır yakarır vazgeçirmeye çalışırdı olmazsa da şunu teklif ederdi:
“Kızını bana ver ben bakayım ben büyüteyim. Büyüyünce gelip bakarsın ister alırsın ister bana bırakırsın.” Böyle yaparak onlarca kız çocuğunun hayatını kurtardığını kaynaklarımız bizlere aktarırlar.