s

Sanat Felsefesi

Şimdiye dek Cervantes’in Don Quijote’si ile Goethe’nin Wilhelm Meister’i olmak üzere yalnızca iki romanın var olduğunu iddia etmekle çok ileri gitmiş olmayız.
Sayfa 372Kitabı okudu
Güzele ve gerçeğe ihtiyacımız var, ama daha çok on­ların karşılaşmasına, karışmasına, birliğine...
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
64 syf.
8/10 puan verdi
Kavramsal Sanat/Sözcük nesne kopukluğu
Michel Foucault'ın, 1928-29'da Sürrealizm, dadaizm, kübizm gibi sanat akımlarında eserler vermiş olan Ressam René Magritte tarafından yaratılan "İmgelerin İhaneti" tablo serisinden, "Ceci n’est pas une pipe. (Bu bir pipo değildir.)" eserini açıkladığı, sayfa sayısı az olan ancak anlatımı bir hayli ağır olan, sanatsal ve felsefi alanda okuyucuyu doyuma ulaştıran, algılarını zorlayan müthiş bir kitaptı. Okumaya daha önce başlayıp ağır bir anlatımı olduğu için yarıda bırakmıştım, yeni bitirdim fakat tekrar okumayı düşünüyorum. Sanatçının bu tabloda izleyiciyi düşünmeye ve sorgulamaya ittiği konu, pipo imgesi olan bir resmin, gerçekten bir pipo olmadığı paradoksudur. Bu eserlerde sanatçı dil ve görüntü arasındaki bağlantıyı bozmayı hedeflemiştir. Foucault, kitapta bu eseri, sanatta anlam arayışı ile birlikte detaylı şekilde yorumlamıştır. Sanat felsefesi ve kavramsal sanat konularıyla ilgiliyseniz okumanızı tavsiye ederim.
Bu Bir Pipo Değildir
Bu Bir Pipo DeğildirMichel Foucault · Yapı Kredi Yayınları · 20201,303 okunma
Doğru bir tespit.
Bizzat modern şiir kendi kimliğini "düşünme/düşünce" olarak saptamaktadır.
Daha yüksekte olan ruh, daha aşağıda olan ruh olmadan olamaz.
Tapınak ve padogaların mimarisi bütünüyle Gotik stildedir; sıradan yapılarda dahi Gotik sütunlar ve sivri uçlu küçük kuleler mevcuttur. Arkitektonik dekorasyon olarak yaprak biçimli bezemeler, nereden bakılırsa bakılsın oryantal kökenlidir. Doğu’nun her bakımdan sınırlamadan kaçınan ve aşırıyı amaçlayan abartılı zevki, açıkça Gotik mimarinin penceresinden bakmaktadır ki münferit olarak büyük bir şehrin genişliğini andırdığı kadar yeryüzündeki en devasa bitki topluluklarına da benzeyen yapılar sunan Hint mimarisi, kolosalda Gotik mimariyi daha geride bırakıır.
Sayfa 277Kitabı okudu
Reklam
Oysa insan için, dili olmayan hangi hakikat vardır? Hatta, dili olmayan hangi sessizlik?
Sayfa 109Kitabı okudu
Roman dünyanın ya da en azından çağın aynası hâline gelmeli ve böylelikle kısmî bir mitolojiye dönüşmelidir. Bizi dingin ve sakin bir gözleme davet etmeli ve her yerde belli ölçüde bir katılımı sürdürmelidir. Onun her bölümü, her kelimesi dışsal bir ölçüsü olmadığından âdeta içsel yüce bir hece ölçüsüyle yazılmış gibi aynı ışıkla parlamalıdır. Bundandır ki roman ancak bütünüyle olgunlaşmış bir tinin ürünü olabilir, tıpkı antik dönemin, Homeros’u hep yaşlı bir adam olarak tasvir etmesi gibi. Roman, tabiri caizse tinin nihai arınmasıdır, bu arınmayla tin kendine döner ve yaşamını ve gelişimini yeniden, açan çiçeklere dönüştürür: roman tinin baharında açmış çiçeklerle taçlandırılmış meyvesidir. Roman insanda her şeyi uyarıp uyandırarak insanın tutkularını harekete geçirmelidir; onda en yüksek trajik unsura da komik unsura da olanak tanınmıştır, ancak şair bu ikisinden de etkilenmemiş olarak kalmalıdır.
Sayfa 369Kitabı okudu
Güzelliğe düşkün olanlara yazık. Eğer sadece bundan ibaretler­se virtüözlere yazık. Güzellik her şey değildir.
Sayfa 108Kitabı okudu
Dante’nin İlâhî Komedya’sı öylesine kendine kapalıdır ki diğer türlerden genelleştirilen teori onun için bütünüyle kifayetsiz kalır. Bu eser kendine ait bir teoir gerektirir, nevi şahsına münhasırdır, kendisi için bir dünyadır. Çıtayı öyle bir yükseltir ki, peşi sıra gelen şiir onun ardında bıraktığı ölçütlere göre yeniden bu seviyeyi yakalayamamıştır.
Sayfa 379Kitabı okudu
182 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.