Ekmek parasıyla bağlanmışız bir kere' diye dert yanıyorlar, fakat biraz sonra, masalardan birinin üzerinde bulduğum bir kağıt parçasına, iş olsun diye bir şeyler karalayacak olsam:
'Yazı yazmanız yasaktır beyim!' diye hemen üstüme atılıyorlardı.
Ben de, bu zavallıları dinledikçe, hallerine baktıkça, uğrunda savaştığım hakikatlere daha çok inanıyor, ahmaklığın, geriliğin ve namussuzluğun bir gün nasıl olsa yenileceğine daha çok güveniyordum. Yalnız, zayıf olmamak ve dövüşmekten yılmamak lazımdı.
Sabahattin Ali
Aydınlar, yazarlar, çizerler,düşünürler bir ülkenin bir toplumun dilidir. Toplumlar aydınlarıyla konuşurlar. İşte bizim devlet,konuşanları hapiste, sürgünde süründürerek, korkutarak toplumun dilini keser.