Pars Taburu, anısına..
Ölüm bizimle gelecek pars,
Şarapnel yavaş, yavaş kanımıza işleyecek.
Devremi göreceğim sonra yanı başımda,
Yerde, kımıldamıyor; nefessiz.
İşte o zaman ben çoktan ölümü tatmış olacağım,
Yârin kolları gitgide uzaklaşacak,
Gök kızıla bürünecek, kararacak.
Vatan uğruna erler şehit olacak..
Oysa nefes olmak istemiştik,
Yaşarsak yaşatırız misali.
Tabutlarımız memlekete geldi,
Al bayraktan öte değiliz artık.
Artık ne onlar sizi anlar, ne de siz onları.
Tüm şehitlerimizin mekanı cennet olsun.
Şehit olan kişileri yıkamanın hiç gereği yoktur.Yüce Tanrının melekleri, o mübaret kişiyi yıkayıp pirüpak eylemişlerdir.
Sayfa 219 - Yapı Kredi Yayınları
Şehit olursam, bunu üzerime örtün. Vatan, al bayrağın dalgalandığı yer değil midir?
Sayfa 16Kitabı okudu
Memleketimizde Erzurum'dan, İzmir'e kadar kanlı bir yol vardır. Orada ölenlerin her biri isimsiz ve memleketlerini esirlikten kurtarıp hür ve müstakil bir yurt yaratmak için canlarını vermişlerdi. Onlardan biri olmak ve o yolda can vermek benim için daima kâfi bir mükâfattı.
Sayfa 26Kitabı okudu
O seçilendi..
Küçüktü yaşı..
Ama o Fatih'in torunuydu..
Yüreği kocamandı..
"-Dede torun fıtratları aynı..
Kaderleri bir yazıldı..
Torunları böyleyse..Kim bilir dedeleri nasıldı.."
SONGÜL YAKUT
Buraya beni en çok motive eden kadın kahramanı da yazmak, bilmeyenlere tanıtmak istiyorum.Kendisi Türkiye'nin ilk kadın komutanıdır ve uçak kazasında şehit olmuştur.Malatya'da onun büyüdüğü zamanda çevresinde hiç okumuş kadın yokken, kadınlar kayisida çalışıp evlenmek dışında bir gelecek kuramiyorken, tutup da asker olması ve bu kadar iyi yerlere gelmesi,adını tarihe yazdırması büyük bir olaydır. Çünkü bende Malatyalıyim ve 21 yaşında biri olarak benim bile çevremde bana örnek olabilecek mesleği elinde pek kadın yoktu.Bu yüzden başarısının ve geldiği konumun büyüklüğünü bu şekilde açıklayabilirim.O ve onun gibiler Türk kadınına en güzel örnektirler.
«İki« qiyməti
Məktəbin son zəngi çalındı. Sinifdən çıxmaq istəmirdim. Atamın narahat üzü yadıma düşəndə başıma min cür fikir gəlirdi. Necə oldusa, evə yollandım.
Nəhayət, çatdım. Heç kimə yaxınlaşmadım, başqa bir otaqda büzüşüb oturdum. Mənimlə dalaşan atamın hirsli görkəmini təsəvvür edirdim.
Birdən gördüm ki, qapının ağzında dayanıb. Ona baxdım. Gülümsəyib yaxınlaşdı, başımı tumarladı və məni ayağa qaldırdı.
- Gəl, bu dəfə eybi yoxdur, inşallah, bundan sonra yaxşı dərs oxuyarsan.
Sayfa 54Kitabı okudu
Rahmet ve Minnetle.
Haramla yalanla talanla kazanacağına, doğrulukla kaybetmeyi göze alan adam Muhsin Yazıcıoğlu,
Ya aldatanlarla beraber olacağız ya Anadolu insanları ile birlikte olacağız demişti. Birlik olmaya davet etmiş, Kuvayı milli ruhunu yeniden diriltmeye çağırmıştı...
Bugün belki de en çok ona muhtaç ve ihtiyacımız var. Çünkü yaşadığımız meseleler ve hususiyetler buna apaçık işaret ediyor.
O varken ne Çeçen mücahitlerin eşleri ve çocuklarına dokunulabiliyordu ne de dünyadaki başka mazlumların canına zeval geliyordu. Gücünün yettiği miktarca mazlumların hamisi idi. Kimse İkbal ve çıkarları için tertemiz olan Muhsin başkanı kullanmaya kalkmasın. Kendisinin tabiriyle vatanı sevmenin çilesini biz çektik edebiyatını onlar yaptı demişti. İşte tam da öyle bir zamandan geçiyoruz. Şahsi İkbal ve menfaatler uğruna vatanın genelini ilgilendiren hususlarda taviz veriliyor. Muhsin Yazıcıoğlu'nu anlayabilmek Türk gençlerinin yegane amacı ve emeli olmalıdır. Muhsin Yazıcıoğlu Türk'ün son başbuğudur. Muhsin Yazıcıoğlu anladığımız ve gönlümüzce dinleyebildiğimiz gün ülkemiz refaha ve bahara çıkacaktır. Anadolu'nun Yiğit evladı gönüllerde taht kuran ve kalbi ile dili bir olan sevgili liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'na rahmet ve minnetle.
Şehit Komando Uzman Çavuş Murat Akman'ın son mektubu;
"Bu yazı bir komando er mektubudur ve siz bu mektubu gazeteden okuyorsanız ölmüşüm demektir. Bir ailem olsaydı bu mektubu onlara yollamak isterdim ama yok.
Size koğuştaki ranzamdan yazıyorum. Şu an etrafımda Adana, Ağrı, Sivas, Edirne, Diyarbakır, Ankara, Antalya, İzmir, Urfa,