Siyaset-Politika-Tarih

Profil
Tek bir insanın karakterine ilişkin kesin bir fikir edinmek için bile ne uzun bir inceleme, ne çok farklı mefhum gerekir! En büyük dahiler bile yolunu şa­şırırken kitleler bunu başaracak ha! Halk kendini bu işe adayacak zamanı ve imkanı asla bulamaz. Hep aceleyle yargıya varması ve en öne çıkan hedefe bağlanması gere­ kir. Her türlü şarlatanın halkın beğenisini kazanmanın sırrını bu kadar iyi bilmesinin nedeni budur, oysa gerçek dostları bunu çoğu zaman başaramayacaktır.
Günümüzde Birleşik Devlet­ler'de en üstün nitelikli kişilerin nadiren kamu görevine getirilmesi değişmez bir olgudur ve demokrasi tüm eski sınırlarını aştığı ölçüde bu olgunun ortaya çıktığını kabul etmek zorundayız. Amerikalı devlet adamı türünün ya­rım yüzyıldır bir hayli nitelik kaybettiği aşikardır. Bu olguya birçok neden gösterilebilir.
Reklam
Söylemem gerekir ki Amerika'da gördüklerim böyle olduğunu düşünmeme hiç izin vermiyor. Birleşik Devlet­ler'e geldiğimde liyakatin yönetilenlerde ne kadar yay­gın, yönetenlerdeyse ne kadar az rastlanır olduğunu keş­fedince şaşkına döndüm.
Ancak sonra ruhban sınıfının siyasal gücünün teme­li atılır ve bu güç kısa sürede yayılır. Ruhban sınıfı safla­rını yoksulundan zenginine, soyludan avama herkese açar; eşitlik Kilise yoluyla hükümete nüfuz etmeye baş­lar ve ezeli ebedi bir kölelik içinde serf olarak sürünecek biri, rahip olup soyluların arasındaki yerini alır ve çoğu zaman kralların bile üstüne çıkar.
Yalnız şunu candan istiyorum ki, ona karşıt hak verilsin: Kendine bir başka ödev verme hakkı. Sadece seçme hakkı ve ödevi değil, bu seçmeye karşın, bu seçme gereği, daha iyi göre­ bilmek, kümenin baskısından kurtulabilmek için biraz uzaklaşıp bakma hakkı. Böylelikle kişisel aşırılıkları ve toplumsal sürük­lenmeleri daha iyi önleyebilir, insanların ve hakların bilincinde değişmez ve evrensel ahlak değerleri daha iyi besleyebilir. O de­ğerler ki, onlarsız ne toplum ne de toplumsal insan kalır, Babil zorbalığı, mağara çağı yalnızlığa dönülür.
Ama politikacılar tek başlarına değillerdir dünyada. Her çağda bazı insanların rolü onlara engelleri, sakıncaları göster­mek olmuştur. Bir yanılgıyı, bir haksızlığı önleyemezler her za­man bunlar.
Reklam
"Ülkeyi yeniden inşa etmek elli yılımızı alacak. Her yer böyle yıkıntı hâlindeyken mülteciler geri dönmez," diye sözlerine devam ediyor. "Artık buraya turistler gelmiyor. Haberlere de çıkmıyoruz. Dünya bizi unuttu. Artık yokuz."
Bizim kaybedecek petrol anlaşmalarımız, Şantiyelerimiz, inşaatlarımız, gemilerimiz, Hastanelerimiz, şirketlerimiz, hisse senetlerimiz yok. Bizim düşecek borsamız da yok. Biz düşmeyiz, değişmeyiz sevgilim korkma! Babil değişmezse, yıkılır! [Burak Dikoğlu]
Türkiye’de laiklik sözde kalmıştır, sahteciliktir. Laiklik özde din ve devlet işlerinin ayrılması değildir. Bu sonuçtur. Özde dogmaya karşı aklın egemen olmasıdır. Devletin örgütleri arasında Diyanet İşleri Başkanlığı bulundukça, din görevlileri aylıklarını devletin bütçesinden aldıkça, kendileri özerk bir kurum kurmadıkça, Türkiye’de demokrasi olamaz. Bütün islami kurulların,gerek eğitsel, gerekse dinsel kurullarının özerklik kazanması gerekir. Sadece Müslüman sünnilerin değil, Alevilerin de kendi özerk kurumlarını kurması demokrasinin gereğidir.
Aziz Nesin
Aziz Nesin
İsmail Beşikçi, Türk üniversitelerinin resmi ideolojinin dışına çıkmadıklarını söylüyor. Gerçekten de Türk üniversiteleri övgüler yazmanın ötesine geçemiyor. Aslında üniversite çevrelerinin bu tutumu şaşırtıcı değildir. Burjuva toplumunda eğitimin amacı hiçbir zaman gerçekleri bulup ortaya çıkarmak değildir?
Reklam
Türkiye'deki rejim, oldum olası halk düşmanı bir rejimdir. Bugüne kadar halktan gelen hiçbir hak talebine olumlu cevap vermemiştir ve vermez. Eğer öyle bir şey yaparsa, kutsal devletin büyüsünün bozulacağını düşünür. Kürt sorununu yaklaşık yüz yıldır çözmemesinin, çözmek istememesinin nedeni budur. Kapıyı aralamak istemez. Zira, kapı bir kere aralanırsa kimin geçeceği belli olmaz diye düşünür. Hiç yüz yıllık bir sorun olur mu? Bir rejim bir sorunu yüz yılda çözemez mi?
Zeki bir insana en büyük işkence, cahillerin tercih ettiği düzende yaşamaktır.
George Orwell
George Orwell
Yetişen genç insanlar, kendilerini liderlerden, dogmalardan, bilici'lerin ideolojilerinden kurtarabilirler ve kurtarmalıdırlar. Bu çok da kolaydır. Kafanıza hiçbir şey sokulmasına izin vermeyin.
"Tek hurmayla beslenen Peygamber" ve "Yamalı cübbe giyen Ömer" hikâyeleriyle halkı kandırıp, kendileri için saray ve villalar inşa ettiler.
170 öğeden 121 ile 135 arasındakiler gösteriliyor.