Hakka dayanmağa tenezzül etmeyen her Devlet teşekküllü de mutlaka aynı akıbete, hüsrana uğrar. Bunun içindir ki, bir adalet teşekküllü tahakkuk ettiremeyen bütün diktatörlerin yıkıldığı görülmüştür.
Radyoda Kur'an ve Mevlüdün okunmasının, dini ve ahlakı konuşmaların yapılmasının faydası aşikâr iken bunun da laikliğe aykırı ve geriliğe alâmet sayılması aynı derecede abestir. Yahudiler Cumartesi, Hıristiyanlar da Pazar ve sair mukaddes günlerde nasıl radyoyu vaaz ve dini konferanslara tahsis ederlerse ve hatta bazı memleketlerde o günlerde eğlence yerleri kapatılırsa, Türkiye'de de, milletin parasiyle kurulan radyonun Cuma, bayram günleri ve mübarek gecelerde dinî hizmetlere ayrılması hem lüzumlu, hem de, tabiatiyle, laikliğe uygundur. Hattâ Yahudiler Cumartesi, Hıristiyanlar Pazar gününe nasıl bağlı ise, aynı sebeple, İslâm memleketlerde câri olduğu üzere, Müslüman Türkler de hafta tatilini eskisi gibi Pazar'dan Cuma'ya nakledebilirler. Böyle bir talep vâki olursa bunu da tabiî bulmak, laikliğe aykırı saymamak ve hususiyle, bu gibi fikir ve arzular karşısında, kendi icadımız olan bir taassubun da kurbanı olmamak iktiza eder. Tehlikeli zamanlarda, muharebe ve zafer günlerinde milletlerin maneviyatını yükseltmek, ümit ve şevklerini artırmak için radyo vasıtasiyle yapılan dinî vaaz ve ilâhilerin teshirkâr kudreti âşikârdır
Atatürk 1929 yılında Eskişehirde koministlerden bahsederken'Sebükmağz adamlar !' diyordu. Sebükmağz: akılsız,aptal, geri zekalı karşılığında bir kelime.
Şimdi burada, Kemal Tahir'in ifadesiyle, "yaman bir çelişki" var.
Demokratik liberalizmi savunan Deniz Baykal, neden düpedüz gerici, düpedüz faşist bir partiyle birleşmek için can atıyor; neden sosyal demokrasinin "S"sinden habersiz, kerameti bazı dış ilişkilerinden menkul üçüncü sınıf bir belediyeci eskisinin ağız kokusuna ve kaprislerine katlanıyor? Cevabı basit:
SHP'ye geçtikten sonra Kara Şövalye'yi altedip partiyi ele geçireceğine inanıyor, ince hesaplar peşinde... "Şartsız gelmeye hazırım" demesinin nedeni de bu. Fakat bu birleşme bir türlü gerçekleşmiyor.
Ya adam gibi bir araya gelip demokrasi ilkeleri etrafında kenetlenecekler, ya da birbirlerini yemeye devam edecekler, günün birinde de yok olup gidecekler.
Benim gönlüm yok olup gitmelerinden yana. Haydi inşaallah bakalım.
5816 da duruyor. Duracak da... Ellerinden gelse, 5816'nın kapsamını daha da genişletip, "terör" suçu hükmüne sokacaklar ya, halkın tepkisinden çekiniyorlar.