Sovyet her ne kadar kukla bir meclise dönüşmüş olsa da Komünist Parti, özellikle kırsal bölgelerdeki seçim başarısızlıklarını göz önüne alarak, ne olur ne olmaz mantığıyla,sovyet seçim sisteminde köylüler aleyhine önemli bir değişiklik yaptı. Anayasa'nın değiştirilen 25. Maddesine göre, artık şehir sovyetleri, Tüm Rusya Sovyetler Kongresi'ne her 25.000 seçmen için 1 delege gönderirken, kırsal bölgeler her 125.000 seçmen için 1 delege gönderebilecekti. Yani şehirlerde kullanılan 1 oy, kırsal bölgelerdeki 5 oya bedeldi.
Zaten Lenin' in "ulusların kaderlerini tayin hakkı" politikası şartlı bir politikaydı. Lenin'e göre, kaderini tayin hakkı "kayıtsız şartsız" savunulamazdı. Ulusal çıkarlarla "proletaryanın çıkarları" çatıştığı an, ulus, "proletarya"nın çıkarlarına tabi olmak ve "ayrılma hakkı" terk edilmek zorundaydı. Boşanma hakkı fiilen boşanmayı savunmak anlamına gelmezdi. Bu durumda her "koca", "karısına" şöyle yanıt verebilirdi: "Ben sana boşanma hakkın olduğunu söylemiştim; yoksa boşanma isteğine olumlu cevap vereceğimi değil."
Orlov'un anlattığına göre, Stalin, açlıktan dolayı trenlere saldıran ya da zührevi hastalıklara tutulan başıboş çok sayıda çocuğun kurşuna dizilmesi emrini vermişti. İnsanın kanını donduran satırlardır bunlar:
1932 yılına gidecek olursak, açlık içindeki yüz binlerce başıboş çocuk tren istasyonlarını ve büyük şehirleri doldurduğunda, Stalin'in, yolculuk halindeki yük trenlerinden yiyecek çalan ve yağmalayan, keza zührevi hastalıklara tutulan çocukların gizlice kurşuna dizilmesi emrini verdiğini öğrendim. Başıboş çocuklar sorununu "çözmek" için bu kitlesel kurşuna dizmeler ve diğer yönetsel önlemler 1934 yazıyla birlikte gerçek Stalinist ruhunu ortaya çıkarmıştı.
Mesela Rousseau, devletin oluş biçimlerini yansıtıyor. İşte insanlar, bir kargaşa içindeyken, kendilerini koruyabilmek için devleti oluşturdular. Kendilerini korumak için böyle bir süje yarattılar gibi. Çünkü, "İnsan insanın kurdudur," diyor birisi; ama komünizm, sonuçta devlet sistemini ortadan kaldırmak istiyor. "Ben, sana güveneceğim, ben şuraya parayı buraya bırakacağım, sen almayacaksın; herkes gerektiği kadar alıcak..." Böyle bir şey hayalci bir şey. Onun yıkılacağını baştan gösteriyor. Komünizm hem devlete, hem dine karşıdır.
"Amerika halkı sosyalizmi seçecektir ama bu isimle değil. Bunu yoksulluğa son kampanyasında kanıtladım. Sosyalist listeden aday olduğumda 60 bin oy alırken, Kaliforniya’da Yoksulluğa Son! diyerek 879 bin oy aldım. Sanırım düşmanlarımızın hakkımızda öne sürdükleri büyük yalanlar başarılı oldu. Bu yalana cepheden saldırmaktansa etrafından dolaşmak tercih edilmelidir."