Tarih - Dilbilimi - Etimoloji - Kültür

Profil
‘Tabii ki ölüm, Arapça, m-w-t kökünden mimli masdar. Aynı anlama gelen diğer masdar mevt, Arapçacıların tercih ettiği standart yazıma göre mawt. Mevtâ ölü. Mât öldü, şah mât "şah öldü" demek.’
Balkanlara patates anlaşılan bu tarihten az önce, galiba 1820 dolayında Avusturyalıların çabasıyla girmiş. Grundbirne (yer-armudu) Avusturyalıların kullandığı tabir. Sırpça krumpir, Bulgarca-Makedonca kumpir belli ki oradan gelmiş. Rumeli’de Almanca kelime yerleşirken, İstanbul’da İngilizceden Rumca telaffuzla alınan patates tercih edilmiş.
Reklam
Likya yazısının kökeni genellikle Rodos veya Doğu Hellen yazı sistemiyle ilişkilendirilmiştir. Ancak MÖ 9. Yüzyıl civarında oluşmuş, Frig, Lidya ve Karia yazılarınada kaynaklık eden Proto-Anadolu yazısından kaynağını almış olması daha olası bir görüştür.
Sayfa 116Kitabı okudu
donuna/tonuna girmek.
" Güvercin donuyla Urum'a uçan İmamlar evinün kapısını açan." -abdal musa " Ali oldum Adem oldum bahane Güvercin donunda geldim cihane." - abdal musa " Heman-dem ma'na aleminden vefayetle bir gökçe gögerçin tonuna girip..." "... Tekye önünde kondu, silkinip adem tonuna girdi." " Kul Hasan'ım var mı sözümde yalan, Münkirim gönlünü gümana salan, Doksan günlük yolu kuşlukta alan, Hünkar Hacı Bektaş Ali kendisidir."
hacı bektaşi veli için yazılmış bunların hepsi. bektaşi tasavvufta eski şamanist inancı olan donuna girmek'in tezahürü. ilk türk müslüman dervişler de zaman zaman bir kuş vs donuna girerdi. şamanlarda hayvan kılığına girme, tasavvufta manevi devir, b
312 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
“Öteki Şeylerin Tarihi…”
Bir tatil arasından sonra keyifli bir kitap yorumu ile merhaba.. Bilmek için okumak lazım, anlamak için merak edip sorgulamak, ötekeleştirmeden ve inançlarımıza saygı duyarak, birlikte ne kadar güçlü olduğumuzu, kurtuluş mücadelemizden dünyaya verdiğimiz dersi, geçmişimizi ve kültürümüzü unutmadan, yok saymadan.. Atalarımız boşuna dememiş; ‘Gücün azalırsa, düşmanı kapında bulursun,’ diye. Sahip çıkalım bu güzel değerlerimize. Bunları peki neden söylüyorum; çünkü yazar
Sema Soykan
Sema Soykan
bunu harika bir şekilde yapıyor kitaplarında. Soykan, modern Türk yazarları arasında eserleriyle beni oldukça etkileyen bir insan. Onun araştırmacı yönünü severim, bilgiyi inceleyerek ve kaynak göstererek aktarmasını da. Başta önceki okuduğum kitapları
Kilit Taşı
Kilit Taşı
,
Keşke
Keşke
ve
Adsız Roman 1864
Adsız Roman 1864
en sevdiğim ve soranlara sıkça tavsiye ettiğim kitaplar kategorisinde.
Öteki Şeylerin Tarihi
Öteki Şeylerin Tarihi
ise bir kitaptan çok daha fazlası. Hep merak ettiğimiz deyimler ve atasözlerin hikâyeleri, etimoloji, renkler, yiyecek ve içeceklerin özü, şehirlerin adları, oyunların meydana gelişi, gelenek ve kültür, insanlık tarihi ile ilgili bir sürü bilgiyi akıcı bir dille aktarmış yazar bizlere (tadımlık birkaç alıntı bıraktım bknz.). Benim size naçizane önerim; bu kitabı bir oturuşta değil de, günlere bölerek okumanız. Sindirilecek çokça şey var çünkü. ‘Merak, öğrenme mumunun fitilidir,’ demiş W. Arthur Ward O zaman biz de o fitili yakalım, diyerek bilgi dolu bir kitaba davet ediyorum sizi…
Öteki Şeylerin Tarihi
Öteki Şeylerin TarihiSema Soykan · Alfa Yayınları · 0285 okunma
Ceteris Paribus
“Latincesi ‘Ceteris Paribus’, izahı ‘diğer tüm durumlar sabitken..’. Yani deniliyor ki, değişkenlerin muhtemel etkilerini hesaba katmazsanız, doğru kararlar alamazsınız…”
Reklam
Merak vs Soru
“Merak ve soru, yağmur ve nehir gibidir. Merak oldukça soru artar, yağmur yağdıkça da nehir suyu. Nehir yatağına sığamaz, sağına soluna aldığını suyuna katar, çağlar, çoğalır. Merakta yerine sığamaz, sordurur, araştırır. Bilgiyi zihne katar, zenginleştirir, donatır…”
Buzdağının Görüneni vs Görünmeyeni
“Buzdağının görünen kısmı kitapta, Görünmeyen kısmı yazarda saklıdır…”
Sayfa 285Kitabı okudu
Bazı Şehir Adları Nereden Gelir?
“Almanya'dan bir ekleme yapalım. Genelde uzun, sarı, parlak renkte, ipek gibi yumuşak saçlar için söylediğimiz ‘Lepiska’, Almanya’nın sarı renkli ipekleriyle ünlü ‘Leipzig’ şehrinden geliyor. ‘Misina’, İtalya’nın ‘Messina’ şehrinden, ‘Jean’, İtalya’nın ‘Genoa’ (Fransızca adı Gênes) şehrinden, ‘Fayans’, İtalya’nın ‘Faenza’ şehrinden, ‘Denim,’ Fransa’nın ‘Nimes’ şehrinden.. Kısa ekleme; Denim, jean kumaş, sağlamlığından dolayı 1850'lerde Amerika'da çadır bezi üreticisi olan Levi Strauss ve terzi Jacob Davis tarafından maden işçileri için üretiliyor ve 2. Dünya Savaşı sonrası, özellikle ünlü isimlerin de kullanmaya başlamasıyla furya haline geliyor ve Levi's adıyla gençliğin sembolü oluyor…”
‘Bodrum’ adı
“Bodrum'un adı Antik Karya devrinde ‘Halikarnassos’, St.Jean Şövalyeleri Bodrum'u ele geçirdiğinde eski akropol üzerine büyük kale inşa eder ve şatoyu havarilerden Petrus/Peter'e adayarak ‘Petronium’ adını verirler. Zamanla bu isim ‘Bodrum'a dönüşür…”
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.