" Kadınların bedenini uysal üreme makinelerine dönüştürmek zorlama, korku ve toplumsal denetim gerektirdi. Bu denetimi sağlayan kurumlar arasında hapishane, okul, hastane, akıl hastanesi yer alıyordu. Cinsellik ve cinsiyetse hem kamusal hem de özel alanda şiddet kullanılarak ve utandırma yoluyla idare ediliyordu.
Sapkın kadınlar doğadaki yerlerini hükme bağlayan düzenin üstünde, doğaüstü yaratıklar olmakla suçlandı. Cadılara, yeni düzene karşı koyanlara, burjuvazinin dışında kalıp kılavuzların içerdiği talimatları okuyamayan ve direnişe kalkışabilecek kadınlara 'Pedagoji' adıyla tüyler ürperten umuma açık işkenceler uygulandı."
Yıllarca Osmanlı tebasında görev yapmış ve birçok ahlak kitabı kaleme almış olan Ali Seydi, 1911 de kaleme aldığı kitabında görevini ciddiye almayan bir bürokratı hırsıza benzetiyordu.