Bütün seçimlerimizde içinde yaşadığımız toplumu oluşturan diğer bireylerin tercihlerine göre hareket ederiz. Bu tercihler yüzyıllardan süzülüp gelmiş ahlak, moda, estetik, dünya algısı gibi değerlere dayanır. Bu değerlerin oluşmasında sadece içinde yaşadığımız güncel toplumun değil, bizden yüzyıllar önce yaşayan insanların da katkıları vardır.
Sayfa 74 - Cinius YayınlarıKitabı okudu
Kadınların günümüzde bile en sevdikleri eşya çantaları, en sevdikleri uğraş ise alışveriş. Çanta, toplayıcılığın günümüzdeki sembolü, alışveriş ise modern dönemlerde bile toplayıcılık faaliyeti.
Sayfa 21 - Cinius YayınlarıKitabı okudu
Atatürk, Batı'nın en önemli katkısını toplumun şeklinde, ve bu topluma hâkim olduğuna inandığı müsbet bilimlerde görmüştür:
Sayfa 20Kitabı okudu
İkinci Meşrutiyet Dönemi açılmadan önce, 1905 yılında, Japonların Rusları yenilgiye uğratmaları, geleneksel değerlerin modem bir medeniyette saklanılabilirliği konusunu gene ön plana itmişti. Acaba Osmanlılar, Japonların yaptığı gibi, Batı’nın tekniğiyle yetinip kendi değerlerini saklı tutabilir miydiler? İslamcı şair Mehmet Akif, bu tezleri 1908’den sonra ortaya atan belirgin kişiler arasında yer alır. Böylece 1908-1918 yılları arasında Batı’yı "taklit" etmeye karşı koyan İslamcı bir akım görüyoruz.
Sayfa 18Kitabı okudu
Tıpkı Lale Devri’nde olduğu gibi, 1860’lardan sonra Batılılığı bir felsefe ve iktisat sistemi olarak görmeyip onu daha çok yüzeysel yönleri, adabı muaşeret usulleri ve Batı’da hâkim olan modalar açısından değerlendirenler ve kullananlar olmuştur. Bu tipler zamanın yazarlarınca devamlı olarak eleştirilmiştir. Ahmet Mithat’ın "Felatun Bey"leri, Recaizade’nin "Bihruz"ları, Ömer Seyfettin’in "Efruz"ları Tanzimat (ve hatta XX. yüzyıl) edebiyatının ana karakterlerinden birini oluşturmuşlardır.
Sayfa 17Kitabı okudu
Yıllarca Osmanlı tebasında görev yapmış ve birçok ahlak kitabı kaleme almış olan Ali Seydi, 1911 de kaleme aldığı kitabında görevini ciddiye almayan bir bürokratı hırsıza benzetiyordu.
Sayfa 162Kitabı okudu
“Göktürk Devlet Hukukunda kadının toplumdaki yeri ön plandaydı. Kadınlar toplum yaşamının her alanında çalışırlardı. Kadına şiddetin cezası ise ölümdü.”
Sayfa 52 - Timaş
