Profil
Azerbaycan
Azerbaycan bölgesi Selçuklular tarafından zaten İslamlaştırılmış ve Türkleştirilmişti.
II Şah İsmail
"Şah II İsmayılın ən cəsarətli addımı Səfəvi torpaqlarını təhdid altında saxlayan sünni məzhəbli osmanlıları və özbəkləri sakitləşdirmək məqsədi ilə dini yönümlü qərarlarıdır. Belə ki, o, indiki İranda sünniliklə şiəliyi ortaq məxrəcə gətirmək üçün səylə çalışmışdır."
Reklam
II Şah İsmail
"Şah II İsmayılın ilk işi bəzi qızılbaş başçılarını və şahzadələrin çoxunu aradan götürmək oldu. O, bununla da kifayətlənməyib sədaqətinə şübhə elədiyi bir sıra qızılbaş əmirlərini tutduqları vəzifələrdən azad elədi, bu əmirlərin yerinə hədsiz dərəcədə güvəndiyi, adamları gətirdi. Həmçinin şafiiliyə meyilli olduğu üçün şiə məzhəbli üləmaları saraydan uzaqlaşdıraraq sünni alimləri ətrafına yığmağa başladı."
II Şah İsmail
"Önce rakiplerini birer birer aradan götürdü, ardından Haydar Mirza taraftarlarını saraydan ve başkentten uzaklaştırdı, kızılbaşları iktidardan uzaklaştırdı ve yerlerine Sünni bürokrat ve alimleri getirdi."
aslında bende kitabın azerbaycancası vardı ama onu bulamadımKitabı okudu
Dinsel Düşünüşün İdeolojik Öğeleri
... Dinci düşünüş ... onunla dünya, egemen katmanların bakış açısından algılanır ve değerlendirilir. Dinsel kurallarla dünyaya, topluma daha çok egemen katmanların duygu, düşünce, istek ve çıkarlarına uygun bir biçim verilmeye çalışılır. Ya da ortada böyle biçimli bir düzen varsa, sürdürülmeye çabalanır ...
Sayfa 67
Bazı kavramların kökenleri...
... bitkiler bir süre yaşadıktan sonra, sonbaharda ölmektedir. Ama bu ölüm (hayvanlarda göründüğünden farklı olarak) tümden yokoluş değildir. Tohumları yerin altına gömülmekte, orada bir süre farklı bir yaşam sürdükten sonra (ötedünya, cennet, cehennem, kavramlarına hazırlık) yeniden doğmaktadır ...
Sayfa 37
Reklam
Görüldüğü gibi din kitaplarına Tanrı sözü olarak giren bu konu ile Sümer efsanesi arasında küçümsenemeyecek benzerlikler var. Sümer efsanesi İÖ 2000 yıllarında yazılmış. Halbuki Tekvin kitabı İÖ 500-400 yılları arasında kaleme alınmış. Arada aşağı yukarı 1500 yıllık bir zaman var. Bu arada ağızdan ağıza gezerken Mezopotamya'ya gelen yeni kültürlerin etkisinde de kalan efsaneden çeşitli motifler alınarak ondan yeni efsaneler üretilmiştir. İsrailliler de İbrahim hikâyesini onunla dokumuşlardır.
Sayfa 145 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Dilimizden pek eksilmeyen, din kitaplarına girmiş, "Eyüp Peygamber'in sabrı" hikâyesinin de, Sümerlerden kaynaklandığı, ancak bu yüzyılın ikinci yarısından sonra anlaşılabilmiştir. Bu metnin yazıldığı tabletin bir kısmı Philadelphia Üniversitesi'nde, diğer kısmı İstanbul Arkeoloji Müzelerinde bulundu. Bunlar ayrı ayrı okunup birleştirilince 135 satıra ulaşan şiir tarzında yazılmış bir hikâye ortaya çıktı. Fakat parçaların birçok yeri kırık veya bozuk olduğundan metnin tümü tam olarak elde edilemedi. Hikâyenin ana fikri; insanın felaketlere uğradığı zaman, bunu yapan Tanrıya lanetler saçacağı yerde, onu yücelterek, ona yalvarıp yakararak kalbini yumuşatıp, bu felaketlerden kurtulabileceğidir. Sümer'de yalvarılan Tanrı, insanın kendi Tanrısıdır. O, Tanrılar meclisine bu duaları götürerek iyi sonuç alıyor.
Sayfa 90 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Tufan
Çok eski çağlarda, insanları yok etmek amacı ile Tanrı tarafından büyük bir tufan yapıldığı hikâyesinin, yalnız, ilk kutsal kitap Tevrat'ta yazılı olduğu biliniyordu. Fakat geçen yüzyıl içinde Ninive'de yapılan kazılarda çıkan Asur Kralı Asurbanipal'ın kütüphanesi içindeki bir tablette aynı hikâye okununca (1872) büyük bir şaşkınlık yaşanmış ve bu inanç kökünden sarsılmıştı. Gılgamış Destanı'nın son kısmını oluşturan bu hikâye, ölümsüzlüğü arayan Gılgamış'a, tufandan kurtulup Tanrılar tarafından ölümsüzlük verilen Utnapiştim tarafından anlatılmıştı.
Sayfa 75 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
175 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.