Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Zamana yön veren büyük hareketleri, o dönemde yaşayanların ilk başladığı fark edememesi tarihin değişmez bir yasasıdır.
Osmanlı Yönetiminde Bulgaristan ve Bulgar Milliyetçiliğinin Uyanışı
Türklerin Bulgaristan'ı ele geçirmesiyle kendilerine hakimiyet alanı oluşturan Boyarların halk üzerindeki baskıları son bulmuştu. Keyfi idare yerine düzenli bir devlet teşkilatı kurularak ülkeye birlik ve merkezilik getirildi⁵¹. Osmanlı Devleti, Bulgarların dini inançlarına müdahale etmemekle birlikte Bulgar Kalesi'ni İstanbul'daki Fener-Rum Patrikhanesi'ne bağladı⁵². Fener-Rum Patrikhanesi, bir müddet sonra Bulgarlar üzerinde hakimiyet kurmak amacıyla ayinlerde Bulgarcanın kullanılmasını yasakladı. Bulgar din adamlarının eğitimleri ve terfi şansları bulunmuyordu. Yunanlar tarafından hizmetkar olarak kullanılıyor, hatta kimi zaman ayinlerin ortasında dövülüyordu⁵³.
Sayfa 153 - Timaş Yayınları, Taha Niyazi KaracaKitabı okuyor
Reklam
Siz
§ Siz orada yalnız düşmanı değil , milletin makûs talihini de yendiniz . (Mustafa Kemal Paşa) §
Sayfa 379 - OlympıaKitabı okuyor
Onun elinden verdiği KIMIZI içti(kuruluş osman yalanmış :d)
Osman Bey'in istiklalini alması ise 1299(1301(?)) yılında olmuştur. Bu da İlhanlı Gazan Han'ın Selçuklu Sultanı III. Alaeddin Keykubat'ı tevkif ettirerek Azerbaycan'a göndermesi olayı ile başlar. Selçuklu sultanının uğradığı bu ağır hakaret Selçuklu Devletinin sonu oldu. Selçuklu beyleri ve askerleri dağılarak mahalli Türk beylerine katılmaya başladılar. Bunların büyük bir çoğunluğu Bizans ucunda kurduğu kararlı idare ile ün salan Osman Bey'e katıldı. İlhanlı - Moğol hakimiyetine rıza göstermeyen göçebe Türk ve Türkmen boyları da Osman Bey'in topraklarına çekildiler. Böylece Osman Bey'in buyruğu altında oldukça kalabalık bir Türk gücü toplanmış bulundu. Bunların önde gelenleri dağılan devleti yeniden derleyip toplayacak, gerek Bizans'a, gerek Ilhanlılara karşı Türk ülkesini savunacak bir başkan olarak Kayı Han soyundan olmakla han olmaya hakkı ve liyakati bulunan Osman Bey'i seçtiler. Türk Oğuz töresine göre yapılan bu seçim bir törenle son buldu. Herkes birer birer Osman Bey'in önünde diz çökerek onun elinden verdiği kımızdan içti.
Sayfa 18
"Batı'da, bir kişi piyasada para kazanır ve bunu iktidarı satın almak veya etkilemek için kullanır. Doğu'da kişi iktidarı ele geçirir ve bunu para kazanmak için kullanır. Ahlaki açıdan ikisi arasında bir fark yoktur, ancak ekonomi ve devlet üzerindeki etkileri çok farklıdır."
286 syf.
·
Puan vermedi
Yakın Tarih Siyaset Okumalarına Devam
Tuncer Günay ,80 öncesi ve sonrası olmak üzere ikiye ayırdığı faili meçhul cinayetleri bu kitabında derlemiştir. Bunu yaparken de saygıdeğer bir üslup kullanmıştır. Kutuplaştırıcı değil; birleştirici ve çare arayan bir gazeteci yaklaşımı sergilemiştir. Tarihi vesika olması açısından çok kıymetli olsa da, mükerrer miktarının had safhada olması ve kişi/kurumların zaman geçmesinden dolayı önemsizleşmesinden ve sayılarının çok olmasından dolayı okunması biraz yorucu olabiliyor. Lakin ilk basıldığı zaman kitabı elde edebilseydim; bunları hissetmezdim muhtemelen. Dolayısıyla bir eleştiriyi değil; durumu paylaşmış olayım. Yaşanan faili meçhul cinayetlerin hepsine baktığımızda özet olarak şunu görüyoruz. Zulme karşı toplum olarak karşı duramamışız. Yaşanan her cinayet bizi birbirimizden biraz daha ayırmış. Dolayısıyla tabanda yansıması böyle iken tavanda da bu meselelerin üzerine eğilecek, çözüm bulabilecek bir organizma oluşturumamışız. Sabit hükmü tekrarlamak gerekirse "Nasılsanız, öyle yönetilirsiniz". Nasıl'ımızı değiştirmeden, sadece yönetenlerimizden şikayet etmişiz. Beraber yaşamak fikri üzerinde birlik olamadığımız için dönem dönem farklı etken güçlerin etkisiyle bu acıları yaşamışız. Külli bir toplumsal cevap oluşturamadığımız için de bu durum günümüze kadar devam edegelmiştir. Ve devam edecek gibi de görünmektedir. Falanca falanca gruplardan bağımsız olarak, içtimai olarak bulunduğumuz düşüklük ve ahlaksal yozlaşma, bu menfi eylemlerin gerçekleşmesine zemin hazırla(mıştır)maktadır.
Necip Hablemitoğlu Suikastı
Necip Hablemitoğlu SuikastıTuncer Günay · Berikan Yayınevi · 20047 okunma
Reklam
“Pan-Turanizm, genel hatlarıyla 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında, bir anlamda Pan-Slavizme ve Batılı kolonyalizme karşı olarak ortaya çıkan ve tüm Türk halklarının ortak bir devlet etrafında siyasi birliğini kazanmasını amaç edinen cereyanın ismi idi.”
Toplumun anımsanmayacak kadar büyük Bir kesimi kadir mısıroğlunu "üstad, kıymetli insan,prof" olarak tanımlıyor, onun hakkında"kadir mısıroğlu sayılı islam alimlerinden biridir." Deniliyor, türk dil kurumuna göre ise "bilim veya sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse". Olarak sıralanıyor, burada göreceğimiz gibi toplumun tarihi anlama ve kavrama açısından cahil denilecek düzeyde olduğunu görebiliriz.
Kissinger gibi aktörler, siyasetin akılla yürütülen ya da yürütülüyor gibi gösteren kısmını idare ederken, Amerikan başkanlarının ajandaları, söz konusu yahudiler ve Filistin olunca teopolitik ile şekillendi.
William Ewart Gladstone ve Bulgar Ajitasyonu
Osmanlı Devleti'nin yönetimi altında yaşayan Hristiyanların milliyetçi tavırlarına övgüler yağdırarak destekleyen ve yaptığı konuşmalarda "milletlerin ve bireylerin özgür yaşamalarının medeniyetin ilk şartı olduğunu" söyleyen Gladstone, kendi karşısına bir sorun olarak çıkan İrlanda milliyetçilik hareketlerini "tamamen aptallık, çılgınlık ve büyük bir suç" ifadeleriyle eleştiriyordu.
Sayfa 143 - Timaş Yayınları, Taha Niyazi KaracaKitabı okuyor
Reklam
Jön Türkler'in zamana da ihtiyaçları vardı. Bu da onlara nasip omamış, tam aksine, dış cephede de bütün vakitlerini ellerinden alıp götürecek bir mücadele sahasıyla karşı karşıya kalmışlar, strateji tevakkuf, gerektiği kadar kendi içine kapanıp geleceği oluşturacak vakte ve imkânlara sahip olmak, Türkiye'nin erişemediği, erişir gibi olduğu sıralarda da tamamlayamadığı büyük hülyası olarak hep yaşamaya devam etmiştir.
Sayfa 312
Rusya'yı Osmanlılar üzerinden tatmin etmek lüksünü ve bunun kendisine sağladığı manivelayı elinden alabileceğini gören ve bu noktada hiçbir risk üstlenmek istemeyen Grey'in girişimleri sonrasında Rusya, Osmanlı açılımını bir kenara koymuş ve Osmanlı-Rus ilişkisini bir modus vivendi üzerine oturtabilecek güven ve işbirliği ortamını meydana getirmek yönünde hareket etmekten vazgeçmiştir.
Sayfa 310
248 syf.
·
Puan vermedi
Yakın Tarih Siyaset Okumalarına Devam
Aşağıdaki link Köstebek kitabına yaptığım incelemeyi gösteriyor. Burada Hablemitoğlu ile mefkurelerimizin farklılığına değinmiştim. Bu kitap ile bu farklılıklar belki daha da gün ışığına çıkıyor. Dolayısıyla bunları tekrarlamak yerine kendime bu link ile hatırlatmayı seçiyorum. https://1000kitap.com/gonderi/240303722?oku=1 Hablemitoğlu'nun
Şeriatçı Terörün ve Batının Kıskacındaki Ülke Türkiye
Şeriatçı Terörün ve Batının Kıskacındaki Ülke TürkiyeNecip Hablemitoğlu · Pozitif Yayıncılık · 2011182 okunma
Alman cumhuriyetinin başına gelen en büyük felaket, idealist davranıp halkına ve hatta düşmanlarına özgürlük vermeye çalışmış olma- sıdır. Çünkü kurallara ve düzene bağlı bir ulus olan Al- manlar, özgürlükten nasıl yararlanacaklarını bilmiyor ve bunu ellerinden alacak olanları sabırsızlıkla bekliyorlardı.
Askeri olayların verilme şekli, gazetenin hangi tarafta olduğunu anında açığa vurur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.