Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
280 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
#günyıldızı Gecenin bir yarısı. Kitap bitti.. Mutlu muyum peki hayır! Soru işaretleri kafamda henüz daha hesaplaşmadık diyor bazılarıyla.. Yıl 1940 lar. İlk kitapta Rüstem ile yollarımız kesişmişti. Hatırlarsanız radyosunu tamire götürdüğü başka bir Türk casusu ile de tanışmıştık. Namı diğer Gün yıldızı Mustafa İzzet. Bu kitapta onun hayatı ile döneme geçiş yapıyoruz. Çeyrek asır öncesinde 2. Dünya savaşının en şiddetli günlerinde Bulgaristan topraklarında Alman askerleri cirit atmakta, müttefikler üstünlüğü ele geçirmeye deva ederken ülkedeki bir takım sosyalist örgütlenmelerde şiddetli biçimde teşkilatlanmış durumdaydı. Mustafa İzzet ise sahte kimlikle girdiği radyo binasında tüm konuşmaları kurduğu gizli düzenek ile kaydetmekte ve raporlamaktaydı. Ülkedeki bazı Türk istihbaratının elemanları teker teker öldürülmeye başlanınca Mustafa da kendini istemeden bu cinayetlerin içinde bulur. Artık hem kendini kollamalı hem de ölümlerin ardında kimlerin olduğunu bulmak zorundadır. Tahminimizin dışında gelişen olaylar, Mustafa İzzet’in ailesine dair geçmiş sırlar ortaya çıkarken finalinde hüzünle kitabımı kapattığımı söylemeliyim. Başka sonra dönemin şartları düşünüldüğünde zekice kurgulanmış hamlelerle, istihbaratın, askeri tekniğin ve zekanın yerli yerinde kurgulanması, akıl oyunları ile temponun hiç düşmediğini söyleyebilirim. Karakterlerin birbiri ile sürpriz karşılaştığı sahneler minik bir şaşkınlık yarattı. Sözü çok uzatmam yersiz bu dopdolu eser için..
Gün Yıldızı
Gün YıldızıHamdi Akyol · Kapı Yayınları · 037 okunma
320 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ahh Rüstem! Ne çok iyi bir insansın sen aslında.. Sadece devletin ve milletinin içinde bulunduğu durumda daha çok faydan olsun diye kalkıştın bu işlere zaten… 1968 yılının soğuk kış günleri.. Rüstem Davudov, Kolhoz da ziraat teknisyeni kendisi Türkiye’ye İstanbul’daki akraba ziyareti esnasında kendisine yapılan bir teklif ile Türk casusluğunu
Kurt Gölgesi
Kurt GölgesiHamdi Akyol · Kapı Yayınları · 202154 okunma
Reklam
Ve biz alabildiğine inançlı, alabildiğine cesur, alabildiğine kararlıydık ama aynı zamanda alabildiğine tecrübesiz...
Sayfa 145 - YAPI KREDİ YAYINLARIKitabı okudu
Çoğumuz kim olduğumuzun farkında değiliz, bunu düşünmemişizdir bile. Düşünmek için başımıza sarsıcı bir olay gelmesi icap eder, kendi ruhumuzla yüzleşmek zorunda kalacağımız korkunç bir olay...
Sayfa 129 - YAPI KREDİ YAYINLARIKitabı okudu
Cesaretin ırklarla, milletlerle alakası yoktu. En az öteki milletler kadar cesurduk biz de. Sadece fert olarak yeterince gelişmemiştik. Abdulhamit'ten ya da Osmanlı Devletinden bahsetmiyorum, bu toprakların evveliyatı da böyleydi. Hep güçlü hükümdarlar, güçlü devletler... Öyle büyük bir baskı vardı ki insanların üzerinde, fert ortaya çıkamamıştı bir türlü. Kimse kendisi olamamış, hep bir lidere, bir öndere ihtiyaç duymuştu.
Sayfa 128 - YAPI KREDİ YAYINLARIKitabı okudu
Her birimiz ayrı yollardan da olsa , göğsümüze saplanacak dikenin peşindeyiz.
Sayfa 18
Reklam
Öğrendiğim bir şey daha var : Taptığımız insanlar bazen hiç akla gelmeyecek sırlar saklar.
Sayfa 18
İsterseniz bir yere yazın ve kimsenin aksini söylemesine izin vermeyin: Sevginin bedeli var.
Sayfa 17
Yaralarım bana her an üzüntümü hatırlatacak olsa da artık sızlamıyor, üzerleri sağaltıcı bir kabuk bağlıyor. Yas hâlâ gölgem gibi, ama artık dünyam farklılaştı. YENİ BİR HAYATIM VAR...
Sayfa 15
Başucumda iki fotoğraf bulundururum. En derin yaralarımı...
Sayfa 13
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.