t

Tasavvuf, Fusus'ül Hikem

0 member
Arif, keşf-i ferasetle, kişinin yüzünden halini tanır.
Erbab-ı şühud*, misal âlemine nisbetle duyusal âlemin “sonsuz çöle atılmış bir yüzük gibi” olduğunu söylemişlerdir. ( *Görme. Tasavvuf yolunda ilerleyen bir kulun kalb ve ruh ile, Allah'ın zuhur ve tecellilerini görmesi.)
Reklam
İlhamla Vahiy Arasındaki Farklar;
* Vahiy: Melek aracılığı ile olur; bu yüzden kudsî hadisler, her ne kadar Allah kelamı olsalar da, vahiy ve Kur'an olarak isimlendirilmez. İlham: Hakkın, her bir mevcutla birlikte olduğu özel bir tarzda melek aracılığı olmadan Hak'tan hasıl olur. * Vahiy: Manevî keşfi içeren şühûdî keşif türünden bir şeydir. İlham: Yalnız manevi keşif türündendir. * Vahiy: Zâhirle ilgili olmasından dolayı nübüvvetin özelliklerindendir. İlham: Velayetin özelliklerindendir. * Vahiy: Tebliğ edilme kayıt ve şartı ile bağlı bulunduğu halde, ilham için böyle bir şart söz konusu değildir.
Eksiklikler de bir başka açıdan yetkinliklerdir; O, bunları kalbinin İlâhî ışıkla aydınlanması dolayısıyla bilir.
Cennet ve cehennemin her âlemde mazharları vardır.
Reklam
23 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.