* Vahiy: Melek aracılığı ile olur; bu yüzden kudsî hadisler, her ne kadar Allah kelamı olsalar da, vahiy ve Kur'an olarak isimlendirilmez.
İlham: Hakkın, her bir mevcutla birlikte olduğu özel bir tarzda melek aracılığı olmadan Hak'tan hasıl olur.
* Vahiy: Manevî keşfi içeren şühûdî keşif türünden bir şeydir.
İlham: Yalnız manevi keşif türündendir.
* Vahiy: Zâhirle ilgili olmasından dolayı nübüvvetin özelliklerindendir.
İlham: Velayetin özelliklerindendir.
* Vahiy: Tebliğ edilme kayıt ve şartı ile bağlı bulunduğu halde, ilham için böyle bir şart söz konusu değildir.
Erbab-ı şühud*, misal âlemine nisbetle duyusal âlemin “sonsuz çöle atılmış bir yüzük gibi” olduğunu söylemişlerdir.
( *Görme. Tasavvuf yolunda ilerleyen bir kulun kalb ve ruh ile, Allah'ın zuhur ve tecellilerini görmesi.)
Ariflerin irfanının gayesi aczlerini, kusurlarını itiraf etmek ve kusur bilmenin O'na ait olduğunu bilmektir. O Alim ve Habîrdir. Eğer sen işittiğin kadarını bilirsen, gerçekten sana hikmet verilmiş olur.
Kimi isimler(esmalar) gaybın anahtarlarıdır; bunları sadece Allah ve kendisine zâti hüviyetiyle Hakkın tecelli ettiği kutuplar ve kamil insanlar bilir.