t

Tasavvufî

1 üye
زان زبون این دوسه کل دسته یم که در کلزار مرحود بسته یم Biz üzerimize gülistanın kapısını kapamışız; onun için şu iki üç deste gülün mahkûmu olmuşuz. Eğer bir an marifet bahçesine ulaşabilsek, bizim şu birkaç demet olan bil- gilerimizin ne kadar zayıf kaldığını en iyi şekilde anlardık. Deniliyor ki insanların bilgileri siyah bir levhanın ortasındaki beyaz bir nokta gibidir. Bu nokta ne kadar büyürse kendisini çevreleyen siyahlığa o kadar temas eder. Binae- naleyh insan da ne kadar bilgisi çoğalırsa o kadar bilmediği şeylerle kuşatılmış olduğunu anlar ve bilmişliğinden utanır. Artık bazı hakikatleri inkâra kalkışamaz.
Sayfa 249
Konusu Allah olmayan şiirlerde ise ruh ve izzet yoktur!
uyuyan arkadaşlarından biri uyanıp sesleniyor o İbn Arabî'ye. Vecd halinin bozulacağından endişe ederek uyuyormuş izlenimi oluşturmak için cevap vermeyince arkadaşı, "Uyumuyorsun. "Tevhid' ve 'marifetullah' konusunda şiir yazıyorsun!" diyor. Bunun üzerine İbn Arabî şaşkınlıkla başını kâğıttan kaldırıp, "Nereden biliyorsun bunu?" diye sormak zorunda kalıyor. Arkadaşı, "Rüyamda gördüm ki yüksekte bir ağ kuruyorsun. Bu ağın dağınık olan iplerini düzenleyip bununla dağınık mânaları bir araya getiriyor ve nesir halindeki sözleri nazma çeviriyorsun," deyince, "İyi de, şiirin konusunun 'tevhid' ve 'marifetullah' olduğunu nereden biliyorsun?" diye soruyor şaşkınlıkla. Arkadaşı, "Ağ ile ancak çok nadir canlılar avlanır. Konusu Allah olmayan şiirlerde ise hayat, ruh ve izzet yoktur!" diye cevap veriyor.
Sayfa 288
Reklam
Öz varlığına kuş bakışı bakmayı başarabilen kimsenin görebileceği ilk özellik etrafını sarmış olan acziyettir.
Sayfa 15
Kalabalıklar sadece insanın kendini unutup oyalanmasını sağlar.
Sayfa 14
Derviş içinde sefer ettikçe dışındaki seferi de güzelleşir. İnsanlar onun elinden, dilinden, kalbinden emin olurlar. İnsan, imtihanın bizatihi nimet olduğunu anlamaya başlar. Böylece çekilen bütün sıkıntılar, çileler de ballaşır.
Sayfa 124
Bindiği Dalı Kesmek
Fıkranın bel kemiği binilen dalın kesilmesidir. Dal insan ömrünün, hayatın sembolüdür. Dalın üstüne oturmak ise kişinin her an ömür sermayesinden harcamasını anlatır. Yaşanılan her yeni bir gün, bu sermayenin azalmasıdır. Dalı kesen balta ise insanın ömrünü heba eden, boş işler ve günahı simgelemektedir. İnsan gayesiz ve başıboş yaratılmış bir canlı değildir. Kendisine verilen akıl nimetini yerinde kullanırsa vaktin ne kadar değerli olduğunun farkına varır ve balta mesabesinde olan günah ve mâlâyani işlerden uzak durur
Sayfa 12
Reklam
67 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.