Hz. Ömer, Kureyş'in en güzel konuşanlarından, en büyük düşünürlerinden olduğu için fitri dil zevkiyle sözlerin inceliklerini çok iyi biliyordu. Bundan başka yıllarca Hz.Peygamber'in huzurunda bulunmuş, Kur'an âyetlerinin anlamlarından, nüzûl sebeplerinden haberdar olmuş, bunların tefsiri konusunda Hz.Peygamber'den çok şeyler öğrenmiştir.
Bütün hayatını İslâmiyet'in yükselişine adamış olan Hz. Ömer, şüphe yok ki Kur'ân-ı Kerîm'in gerçeklerini bilme hususunda buyük bir uzmanlık sahibiydi. Dolayısıyla kendisi, müfessirlerin birinci tabakasını oluşturan zatların en seçkinlerindendir.
Güzel bir tefsir okunmalı yani Kur'an'ı daha doğru anlamaya dair bütün tarihi kaynaklar (Hadis, Tefsir, Siyer vs) okunmalıdır. Fakat unutulmamali Kur'ana aykırı hiç bir bilgi doğru olamaz.
Mukatil'in yorumu da şöyledir: Samed, Allah Taala'nın her türlü kusur ve ayıptan munezzeh olmasıdır.
Mâverdi, en-Nüket ve'l-uyun, VI, 371; Begavi, Meálimu't-tenzil, VIII, 588; Kurtubi, el-Cami. XXII, 559.
Ebu Hayyan'ın tercih ettiği görüşe göre, göklerin yaratılışı, yeryüzünün yaratılışından önce gerçekleşmiştir. Ayetlere bakıldığında ise yaratılışdaki sıralama "sonra göğe yöneldi" şeklindedir. Ebu Hayyan'a göre, ayetlerde zikredilen tertib vak'âya göre değildir. Imamı Razi, Şevkani ve diğer âlimlerin tercih ettikleri görüşe göre ise yeryüzünün yaratılışı göklerin yaratılışından öncedir; fakat yeryüzünün yayılıp genişletilmesi ise göklerin yaratılışından sonradır. Doğru olan görüş de budur.
19 - Böylece onları aralarında sormaları için uyandırdık. İçlerinden bir sözcü: "Ne kadar kaldınız?” dedi. Onlar da: “Bir gün yahut bir kısmı” dediler. Dediler: “Rabbiniz ne kadar kaldığınızı daha iyi bilir. Birinizi şu gümüş paranızla şehre gönderin de hangi yiyecek daha temiz ise baksın, ondan size bir rızık getirsin. Dikkat etsin ve sakın sizi kimseye sezdirmesin”.
20 - “Çünkü onlar sizden haberdar olurlarsa, sizi taşla öldürürler yahut sizi kendi dinlerine döndürürler. O zaman da asla iflah olmazsınız”.