Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.39
t
Teknoloji
1 üyeBirgun belki bugundur birgun diye bekledigimiz bu kitabdaki konusu gecenler bir alt evrimde yasaniyordur bir baska yasamin tanjanti bir insan yasamina donusmustur cokdan kimbilir su elimin altindaki ag bir tanjant yada benim iradem bir sanl agda baska bir forma bu da baska birseye donusuyor bu donusum devam edip gidecek galuba belki cokdan kontrolu kaybettik oyle kaybettikci bilgisayari fisd3n ceksek bile orda birseyler olmaya devam edecek urperdim mi hayir yalniz kitapdaki teknolojiye ulasabilmekmicin daha cok zaman var en azindwn dunyamiz icin ancak olasi bir dunya savasi veya buyuk herhangi bir felekat iklim degisiklikleri veya kara delik veya goktasi carpamsi dunyayi cok gerilere goturecektir ve bu asamaya gelmek zorlasacaktir en azindan klavye hala paramaklarimiz kontrolunde ben birsey yasiyorken o baska birsey gondermiyor :) micheal in tanjant olmasi sasirtici bir sonucmoldu benim icin bu kitabin devami da gelecek gibi dusundum ayni zamanda aslinda insan bir cewit tanjant sayilir dns zincirindeki kodun olusturdugu bir bunyeyiz once protein olan sey et kemik kas kan damar oluyor ...odacik icinde odacik ....zeka yerine yapay zeka baska bir benlik tarafindan kontorl edilen baska bir beden derin konular peki insanligi nasil korururuz .....baslangici unutuyoruz ilk insandan beri teknoliji insan zekasiyla yaratildi islerin cikdigi her durumda insan bir mucizevi gelismeyle yeniden bir cozum bulur cunki bana gore bundunyada biz oldugumuza gore bizim icin yaratildi kendi gelistirdigimiz bir kuramin ustesinden gelebilecegimize ben inaniyorum hep boyle geldi medeniyet ..
Okuduğum süre boyunca insanlara en çok bahsettiğim kitap bu oldu sanırım :) Bilimkurgu seviyorsanız kesinlikle okuyun pişman olmazsınız. Hafif spoiler ile birlikte kısaca şöyle;
24. yüzyılda artık insanlar farklı gezegenlerde hatta uydularda yaşamaya başlamış ve teknoloji almış başını gitmiş. Ayrıca şimdi saçma gelen ama hadi canım olabilir mi diyebileceğimiz bir özellik olan insanların teletransport denilen beyin gücüyle bir yerden başka bir yere gitme tabiri caizse ışınlanma gibi güçleri mevcut. Mantıksal olarak çoğu yer güzeldi ama hata aramak isterseniz bulabilirsiniz.1950 lerde yazılmıştı hatırladığım kadarıyla. Zamanına göre gayet güzel. Bu tarz kitapların insanları gelecekte olabilecek teknolojik gelişmelere hazırlamada oldukça etkili olduğunu hatta alıştırdığını bile düşünmeye başladım. Bunu bilerek mi yapıyorlar bilmiyorum ama kitap bir harika idi :)
İnancı kuvvetli olmayanların aklını çelebilir.
2016 yılında yazılmış bir kitap olduğundan bazı konular için "bunu zaten biliyoruz" dedirtse de insan 2.0 projesinin gerçekleşmesi için planların nasıl da insanların gözünün önünde adım adım işletildiğini büyük bir hayretle görünüyorum.
Bu adam boş adam değil belli. Zaten bu her zaman bu şekilde olmuştur. Getirilecek büyük değişimlere toplumu hazırlamak için şair,yazar vb. insanlar kullanlmıştır.
Master Algoritma
Makine öğrenmesi derin öğrenme gibi konuların altında yatan mantığı hem bilimsel olarak aktaran hem de sektördeki yerinden bahseden bu alandaki harika kitaplardandır. İstatistiksel, benzetimci ve evrimsel algoritmaların aralarında karşılaştırma yapan kitap, "her şeyin teorisi" misali her şeyi açıklayabilecek tek bir algoritma olabilir mi, sorusunu sorgulamaktadır. Pedro Domingo gibi bir uzmanın elinden çıktığı her satırından hissediliyor. Başlangıç düzeyde bilgi sahibi olmak isteyenlere de bu alanda çalışmalarını sürdürenlere de tavsiye ederim.
Özellikle teknoloji çağında yaşadığımız düşünülürse kesinlike her müslüman gencin okuması gereken bir kitap. Gençler hayatının çoğunu sosyal medyada geçiyor. İster istemez harama bulaşıyorlar. Kitapta sosyal medya , teknoloji ve gerçek hayatta bir müslüman gencin nasıl davranması gerektiğini, sosyal medya ile nasıl hayra vesile olabileceğinizi bulabilirsiniz. Üslup çok güzel anlatım sade ve anlaşılır. Her konunun ayet ve hadislerle desteklenmesi insanda ben bunu yapmalıyım mesajını veriyor.
Sayfaları çevirisin ve bir bakarsın ki kitap bitmiş. Tam olarak buydu, okuduğum ilk Livaneli romanıydı, dilin akıcılığı ve yazan kişinin bilgi birikimi karşısında şoka uğradım, cümleler taze araştırılmış yapay google kokmuyordu, güvenilir tozlu tarih kitapları kokusundaydı ve bu koku benim bu tür romanlarda aradığım yegane şeydir. Sizin de bu kitabı benim gibi adeta yutmanız dileklerimle.
Yaşadığı son başarısız ilişkinin ardından kendisini erkeklerden uzak tutan bir çöpçatanın müşterisine ayarlamaya çalıştığı bir erkeğe ilgi duyup ondan uzak durmak istemesi ama sonunda pes etmesi. Epi topu 40 sayfaya sığacak bu hikayeyi uzat demişler yazara. O da 413 sayfa boyunca gerekli gereksiz ne bulursa yazmış. Sıkıntıdan ölebilirdim. Belki de öldüm, farkında değilim.
Neyi Arıyorsan, Neyin Peşinden koşuyorsan sen o'sun.Mevlana hz.
Ne de güzel söylemiş. Yunus'u aradım ve buldum.Yunus Emre'nin hayatı hakkında bildiklerimiz son derece sınırlı ve bu konuda bilgi ve belge yok denecek kadar az iken, İskender Pala bir hayat giydirmiş.Güzel de olmuş.Yalnız bilmeyenler bu hayat hikayesini gerçek sanabilir.Bu belirtilmeliydi diye düşünüyorum.Diğer taraftan teknoloji o kadar gelişti ki asıl hikayenin bu olmadığını herkesin bildiğini biliyor olmasına yoruyorum İskender Pala'nın. Maneviyatı yüksek bir eser.Asıl meseleye gelecek olursak .Bi sitare,bi ismail yok belki ama önemli olan bu hayat hikayesinden ne sonuç çıkardığımız;Nefis muhasebesi,Teslimiyet,Hizmet,istek,çaba ,İlahi aşk. Asıl mesele Yunus olabilme.
Böyle de başlanır mı bilemedim ama, bir itirafla başlayım: Günümüz yazarlarını çok sınırlı takip edebiliyorum. Gerekçe aranırsa bulunur elbet (hani o meşhur deyiş var ya, “so many books, so little time” diye, bana sorsanız muhtemelen bu gerekçeye sarılırım), ama tabi malum, gerekçeler sonucu değiştirmiyor.
Melisa Kesmez beni güncel edebiyata yaklaştıran kalemlerden biri oldu. İlk kitabı “Atları Bağlayın, Geceyi Burada Geçireceğiz” ile büyük beğenimi kazanmıştı. Akıcı diline, betimlemelerine, kelimelerle arasının bunca iyi olmasına hayran kalmıştım. Bu ikinci kitabıyla kendisine olan beğenim pekişti diyebilirim. Melisa Kesmez’ın diliyle/kitaplarıyla tanışmayı herkese tavsiye ediyorum.
Kitaba gelince, toplam 10 öykü var, tümü “alıp götüren” cinsten, ama ben en çok “Telefon Kulübesi” ve “Bir Bahçeyi Beklemek” 'i sevdim.
