Etrafımızda, özellikle çocukların etrafında bu kadar tehlike varken, nasıl oluyor da hâlâ hepimiz birer sapığa ya da caniye dönüşmüyoruz? Kitapta filmler ve çizgi filmlerde izleyicilere verilen gizli, satanik, cinsel mesajlar örnekleniyor. Yazar, kendi örneklerini bile yanlış yorumlamış. Şirinler, Voltron, Heman, Ninja Kablumbağalar çocukluğumda izlediğim çizgi filmlerdi. Biz mi iyiydik yoksa saf mıydık bilemiyorum ama o bahsedilen mesajların hiçbirini almadık. Sanıyorum, gizli mesajlardan ziyade, açık verilen mesajlar daha önemli. Yazarın haklı olduğu yerler de var ancak bunların sayısı komplo teorilerinin sayısı yanında "devede kulak" gibi kalıyor. Televizyon programları ya da bilgisayar oyunları hiçbirini abartmamalı. Doğruyu bulmak içinse biraz okuma ve mantıklı düşünme işe yarayacaktır. İnsanları korkutarak sonuç elde edilebilir ama bu korku kültürüyle o mesajları yaydığı iddia edilen film ve oyun yapımcılarından ne farkımız kalır?