Olay dairede duyuldu ve en azından görünüşte her yeri kasvet sardı. Kimse yorum yapmadı. Zaten çökmüş olanların hoşuna gitmiş olmalı çünkü mutsuz insanlar kendilerine benzeyenlerde teselli bulur
Dünyaya eli boş, bedeni çırılçıplak olarak gelmen ve buradan diğer alemlere eli boş gidecek olman gösteriyor ki, bu musibetten de, onun bir parçasını dahi yanına almadan çıkıp gideceksin.
Dinlediğin şarkının sona ermesi, okuduğun şiirin son mısrası, seyrettiğin filmin son sahnesi, yaşadığın kederlerin de bir gün biteceğini hatırlatmaya kafi değil mi? Uykunda ölümü, uyanmanda dirilişi yeniden yaşadığın gibi, bu dertlerin de bir gün sana veda edeceğini hissetmiyor musun? Oturduğun koltuktan kalkmanda, girdiğin odadan çıkmanda, bir gün başındaki bu musibetin de geçeceğini göremiyor musun? Bir şeyin başlangıcı varsa, bitişi de olmak zorunda değil mi?
Sınırlar ülkeleri birbirinden ayırabilir ama kederleri ayıramaz. Dünyanın neresinde hangi kültür içinde yaşıyor olursa olsun, insanın dertleri benzerdir. Şair, 'Kederlerde bütün yüzler birleşir' derken bu ortak paydayı kastediyor olmalıdır. Bazı insanlar zengin bazıları fakirdir; kimileri hasta kimileri sağlıklıdır; bilgili insanlar da vardır cahiller de; ancak bir kedere sahip olmayan tek kişi bile yoktur.
Peki, yaşadığımız şu hayatın ötesinde ne vardır?
Kesinlikle hesap günü vardır, cennet vardır, cehennem vardır. Hepsinin de üstünde Allah'ın nzasına ermek veya O'nun gazabıyla karşılaşmak vardır
Yerine getirilmiş her görev, bizi ve içinde yaşadığımız toplumu daha güçlü kılar. Üstelik bu güce sadece bizim değil, bütün mazlum coğrafyaların da ihtiyacı vardır.
O sebeple aklınız başınızda, gücünüz, adaletin ve haklının yanında olsun.