t

Tevhid

0 member
Musa (aleyhisselam) doğruca Firavun'a, Haman'a ve adamlarına yönelmiştir; İbrahim (aleyhisselam) yeryüzünde rabblik taslayan Nemruťa yönelmiştir; Nuh, Hûd, Lût; Şuayb ve Salih (aleyhimusselam) karşılarına kavimlerinin ileri gelen bozguncularını, inatçı zorbalarını almışlardır; veya sahip oldukları tüm güçleri seferber ederek bunlar Tevhid'in karşısına çıkmıştır. Resûl-i Ekrem'in karşısında duranlar da Mekke oligarşisini oluşturan tağutlardan başkası değildi. Ebu Leheb, Ebu Süfyan, Ebu Cehil, Ahnes bin Şerik, Ümeyye bin Halef gibi tüm müşrik tağutlar istisnasız servet sahibi, mal sahibi, köleler sahibiydiler; heva ve heveslerini, dünyalarını ilâh edinerek insanlar üzerinde rabbleşmişlerdi. Resul'ün getirdiği Tevhid'in ve bu Tevhid'in “Allah'tan başka ibadet edilecek yoktur, Allah'tan başka büyük yoktur” temel ilkesinin ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlar ve tüm güçlerini seferber ederek Allah'ın Dini'nin yayılmasının önüne set çekiyorlardı. Ama resûl tebliğini kafa çatlatırcasına yapıyor, onların gerçek kimliklerini olanca çıplaklığıyla gözler önüne seriyor ve acı sonlarını hiç çekinmeden yüzlerine haykırıyordu.
Sayfa 145Kitabı okudu
Yeryüzünde tegallüb ederek yani herşeye egemen görünerek, insanlar üzerinde rabbleşerek gezip durmaları Resûlü aldatmıyordu. Onlardan önce Nuh kavmi vardı yeryüzünde. Allah onlara da nimetler vermiş, ama şükretmeyi unuttukları zaman kendilerine Nuh'u (aleyhisselam) göndermişti. Ne var ki, bin seneye varan tebliği süresince çok az kişi inanmıştı Nuh'a. Ve Allah insanların halâ konuştuğu bir tufanla yok etmişti kafirleri. Artık bir efsane olarak anılır olmuşlardı insanların dillerinde. 'Allah göğe “suyunu indir” deyince yere inen sular boğmuştu tağutları ve peşlerinden gidenleri; onları güçleri kurtarmıştı, ne malları, ne çocukları, ne de adamlarının çokluğu. Sonra Allah, göğe “dur” demiş, yere de “suyunu çek” diye emredince her şey eski haline dönmüştü. (A'râf, 7/59-64; Hûd, 11/25-48; Şuara, 26/105-122; Nuh, 71/1-28)
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
Benim biricik yolum!
Ne gizlisi ne açığı... Allah'a ortak koşmanın hiç bir şekli yoktur bende... İşte benim yolum budur. İsteyen gelsin bana tabi olsun. İstemeyen tabi olmasın. Kendi arzusu bilir. Ben dosdoğru yoluma devam etmekteyim.
Sımsıkı tutup bırakmayacak olduğum tek değerim, yolum islam olan tevhidim, imanımdır. Gölgesinden bile geçmekten Rabbime sığındığım da necis tağutlar, kafirler ve şirk bataklıklarında olan herkes-herşeydir. İşte bu benim dosdoğru olan tek yolum! (Sena)Kitabı okudu
Dua'nın (bir ibâdet çeşidi oluşunun) delili Allahu Teâlâ'nın şu kavlidir: "Mescidler yalnız Allah'ındır. O halde Allah ile birlikte hiçbir kimseye du'â (ibadet) etmeyin." (el-Cinn 72/18) Ve yine Allâhu Tealâ'nın şu kavlidir: "Gerçek du'â, ancak O'na yapılır. O'ndan başka du'a ettikleri ise onlara hiçbir şekilde icâbet edemezler (karşılık veremezler)..." (er-Ra'd 13/14) Allâhu Tealâ'nın şu kavline kadar: "... Oysa (uzanıp suyu avuçlamadıkça) su onun ağzına gelmez. İşte kâfirlerin du'ası, böyle boşa gitmektedir." (er-Ra'd 13/14)
Sayfa 108 - Neda YayınlarıKitabı okudu
Müşrikler'den birisi şöyle derse: "Biz Allah'ın; Hâlik (Yaratan), Râzik (Rızık veren) ve Müdebbir (bütün işleri düzenleyen) olduğunu biliyoruz. Lâkin bunlar (Allah'a) yakın kılınmış salih kimselerdir. Biz de onlara du'â (ibâdet) ediyor, onlar için adak adıyor, onlara sığınıyor ve onlardan medet umuyoruz. Bununla, (Allah katında) itibar ve şefaat istiyoruz. Yoksa bizler de Allah'ın; Yaratan, Rızık veren ve bütün işleri düzenleyen olduğunu anlıyoruz." Ona de ki: "İşte senin bu söylediğini Ebû Cehil ve emsâlinin mezhebidir (görüşüdür)." Zira onlar da bunu isteyerek İsa' Aleyh'is Selam'a, Uzeyr Aleyh'is Selâm'a, meleklere ve evliyâya du'â ediyorlardı. Bu, Allâhu Tealâ'nın şu buyruğu gibidir: "...O'ndan başka veliler edinenler derler ki: Biz onlara ancak bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibâdet ediyoruz..." (ez-Zümer 39/3)
Sayfa 136 - Neda YayınlarıKitabı okudu
La İlahe İllallah
Bu kelimenin aynı zamanda insanı özgürlüğüne kavuşturması bakımından büyük bir önemi vardır. İnsanı insana kulluktan kurtarıp Allah'a kul yapıyor. Evet, insanların birbirlerine olan kulluklarından kurtularak bir tek ve Kahhar olan Rabbin kulluğuna vermektedir.
Reklam
149 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.