Türk klasikleri tiyatro senaryo oyun

Profil
Gönül, kendi hissiyatı kadar küçük, dünyanın mihneti (sıkıntısı) ise dünya kadar büyük!
Bundan sonra yemin ederim ki nereye gidersem seni yanımdan ayırmayacağım. Sensiz yaşayamıyorum.
Reklam
Bu musibetler, bu elemler zihnime dokunacak!... Gönlümün içinde binlerce zebani, işkenceler talim ediyor. Binlerce cehennem ateş püskürüyor.
Bilmez misiniz ki kılıcın şanı ayırmaktır. Birleştirmek değil!...
Hem cellat pençesine düşüyorum hem de ağzım yırtılır diye kılıcını ısırmaya muktedir (Bir işe gücü yeten) olamıyorum!
Kendi insan değil, mezar taşı gibi korkunç bir mahluk, söylediği lakırdı değil, mezar taşına yazılmış yazılar kadar ruhsuz bir şey!...
Reklam
Günaydın
Biçare kız! Baştan ayağa gönül kesilmiş, -nur ile beslenen çiçekler gibi- yalnız muhabbetle (sevgiyle) yaşıyor.
Uçuruma bakma! Kenarını süsleyen güzel güzel çiçeklerden toplamaya gayret et! İki gözüm!
Yılan tabiatına girmişiz! Ne kadar büyüsek alçaklıktan kurtulamıyoruz.
"— Dünyada insanın saadeti gafletten ibarettir. Gafleti ortadan kaldır, ömrün her dakikası arkasında bir işkence aleti sürükleyerek gezinmeye başlar."
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.