Bozkurtlar kitabını okur gibi bir lezzet aldım. Görünürde çocuklar için yazılmış bir çocuk/tarihi roman gibi gözükse de yetişkinlerin de çok keyif alarak okuyabileceği bir tarihi romandı. Zaten kitabı okurken de Atsız Beğ'in, Bozkurtlar kitabından esinlenilmiş bir hava vardı. Dil çok güzel ve özenli kullanılmış akıcı ve dönemin dili ve kelimeleri kullanılmış. Bu da metne çok güzel bir orijinallik katmış. Merhum
Sinan Ateş 'in bu kitabını çok ama çok başarılı bulundum. Tarihi bilimi açısından, tarih şuuru açısından çok hoş bir eserdi. Türk çocuklarına tarihini, kültürünü ve töresini öğreten, öğretici niteliği olan bir eserdi.
24 saat içerisinde okunan bu görünürde hafif ama içerik olarak zengin eseri beğendim 9-10/10 bir kitaptı...
Nefsim, bütün sırların hazinesi olan aklımı karıştırdı. Hepsi birbirine mi dönüşmüşlerdi, yoksa hepsi ayrı mıydı, bilemedim. Sanki bir erik dalına çıkmıştım da orada üzüm yiyordum ama bahçe sahibi gelince cevizlerin neden yediğimi sormuştu. Her şey ruhun kadar karmakarışıktı.
Şah ve Sultan; öncelikle şunu söylemeliyim ki uzun zamandır bu kadar keyif alarak okuduğum bir kitap olmamıştı, İskender Pala'nın okuduğum ilk kitabı ve üslubunu çok sevdim.
Yavuz Sultan selim ve şah İsmail'in yani iki Müslüman kardeşin birbirlerine karşı mücadelesinin hikayesi. Çaldıran'da kardeşi, kardeşe nasıl kırdırdıklarının hikayesi. Bu savaşın kazananı görünürde Osmanlı devletiydi ama yapılan savaş gayrimüslimlere karşı değil müslümanlara karşıydı. Bu hikayede beni oldukça etkileyen kısımlar oldu, bunlardan biri de Çaldıran Sahrasın'da karşı karşıya gelen iki kardeşin hikayesiydi , Şah İsmail'in can dostu Hasan ve Yavuz Sultan Selim'in can dostu Hüseyin, işte çaldıran Hasan'ı Hüseyin'e şehit ettiren savaş...
Kitapta Şah İsmail ile sultan selimin satranç oynaması, Sultan Selim'in küpe takması, Şah İsmail'in cariyesi Taçlı Sultan'ın esir edilmesi, gibi magazinsel olaylardan, Sultan Selim'in karakterinden ve Şahın yeğeni Kamber Canın kitabın sonuna kadar sevginin ne olduğunu aramasından bahsediliyor.
Yazarın olayları her iki tarafın bakış açısından anlatması okuyucuya daha tarafsız bir bakış açısı sunuyor. Dili gayet sade ve anlaşılır, tarihe ilgisi olan, olmayan herkesin seveceğini düşündüğüm bir kitap. Keyifli okumalar dilerim...
"Buna kim âlem-i imkân derler
Olmaz olmaz deme olmaz olmaz"
Bu dünyaya mümkünler âlemi denir,burda olmaz olmaz dediğin her şey olur(veya olmaz olmaz deme, olmayacak şey yoktur)!
Sûrnâme ,Türk Edebiyatı'nda özellikle Osmanlı Dönemi'nde şehzade sünnetleri ve hanedandaki evlilik törenlerini betimleyen düğün kitaplarıdır.
İskender Pala, bize 21. yüzyıl insanının zevk alabileceği bir dille harika bir sûrnâme hazırlamış. İçinde aşk, entrika, hırs, dostluk... ne arasanız var bu maceranın. Dili;ara sıra sözlük ihtiyacı hissettirse de kelime hazinenizi zenginleştirecek, okurken yormayacak türden. Konu, bir sonraki bölüm ne olacak diye merak ettiren sürükleyicilikte.
Bölüm başlarındaki kıssadan hisseler ayrıca renk katmış kitaba.
İçeriğe bilerek girmiyorum,merak edip okuyun. Pişman olmayacaksınız.