Tutku ile ilgili yaptığım paylaşım geldi aklıma burayı okuyunca..
Mesele acı çekmek değil, acının nasıl bir ruhla buluştuğudur. Yaratıcı kisi, acıyı işleyip dönüstürendir. "Tutku, insanı acıdan değişime taşıyan köprüdür." demişti Frida Kahlo. İlginçtir ki, Ingilizcede tutku anlamına gelen passion kelimesinin Latince kökü passio, "acı çekmek" demektir.
Sayfa 197Kitabı okuyor
Rejim yaparken arkadaşınız en sevdiğiniz tatlıyla kapınızda belirdiğinde iradenizi devreye sokabiliyorsanız "insan" değilsiniz! Şaka bir yana, iradeyi devreye sokmak gercekten de insanüstü bir çaba gerektirebiliyor.
Sayfa 138Kitabı okuyor
"Tutku zihniyeti"nin de çoğu zaman yanlış yorumlandığını düşünüyorum. Leonardo da Vinci efsane tablosu Son Akşam Yemeğini çizmeden önce insan anatomisini ayrıntılı bir biçimde inceliyor, üzerinde çalışabileceği kadavralar getirmeleri için mezar hırsızlarına ve doktorlara para veriyordu! Michelangelo da derinin altındaki yapıları, kemiklerin ayrıntılarını anlamak için geceleri gizlice kiliseye giriyordu. Tutku, neyi çok istediğin değil, istediğin uğruna nelere katlandığın ya da nelerden vazgeçtiğinle ilgili. Bazen vazgeçtiğin sey sıcak yatağındaki rahat uyku, bazen YouTube'da geçireceğin eğlenceli saatler olabilir. Kişinin hayali uğrunda gösterdiği çabanın tutkunun asıl| ölçütü olduğunu düsünüyorum.
Sayfa 137Kitabı okuyor
Birbirine kavuşmuş iki eli aşktan fazla acı birleştirir.
Sayfa 284
Peki, kim yaşayıp yükselebilecek doruklara, tutku ve özgürlük olarak kendini parçalamadan?
Sayfa 2Kitabı okudu
Özdemir'le, hiçbir zaman, en samimi anında bile böyle bir şey olmamıştı. Evet bir haz, bir yarım yamalak güzelce bir rüya havası duymuştu ama böyle her an kollarını ve ayaklarını kesen içkiden içmemişti.
Sayfa 30
Seni, kendimi, insanların hakkımızdaki fikirlerini değil, biyolojiyi, aslımız olan garip hayvanı, arzuları, insanı birbirine iten saniyelik dayanılmaz, harikulade bir arzuyu... Bu arzu değil midir ki bizi birbirimize itiyor; ondan sonra durmadan yutkunuyoruz.
Sayfa 17
Yalnızca tutkunun ne olduğunu hiç bilmeyen insanlar, nadiren bu duyguyu tattıklarında,
belki de bu kadar çığ gibi ani, kasırgaya benzer tutku patlamaları yaşıyorlar: O anda yaşanmamış yıllar, kullanılmamış güçlerin biriken öfkesiyle birlikte insanın göğsüne yumruk gibi iniyor. Ben ne öncesinde ne de sonrasında o anki kadar büyük bir şaşkınlık ve öfke dolu bir güçsüzlük yaşamıştım, çünkü ben cesaret isteyen her şeyi yapmaya hazırdım; hayatımda biriktirdiğim, yığdığım, bir araya getirdiğim ne varsa her şeyi bir anda sokağa atmaya hazırdım, ama birden önümde bir saçmalık duvarı, tutkumun kendinden geçmiş halde tosladığı bir duvar buldum.
Sayfa 60Kitabı okudu
Tutkuya Dokunmak
Dünyayı senin için hoş kıldıysam, öncesindeki düşüncelerinin hoş olmadığı anlamına gelmez mi bu?
İthaki
Tutkular doğaları gereği geçicidir; ne kadar şiddetliyseler o kadar kısa sürerler.
Sayfa 3Kitabı okuyor
