"Ne istiyorsun bebeğim? diye kulağına fısıldadı. Söyle bana!
- Aletini. Sert ol Brian. Lütfen!
Üzgünüm. Seni duyamıyorum. Ne yapmamı istiyorsun?
- Sert! Beni sertçe becer Brian!
Evet, işte bu. Artık neredeyse hiç duymuyordu. Yavaşça bedenine kaydı. Böyle mi?
- Daha sert!
Yavaşça kayarak içinden çıktı. Çıkmamı mı istiyorsun?
Myrna suratına
"Sadece ona bakmak bile canını yakıyordu. Onu göremediği zaman acıtıyordu. Onun hakkında düşündüğünde, acıtıyordu. Onun hakkında düşünmemeye çalıştığı zaman, acıtıyordu. Ama en çok acıtan hangisiydi, onunla olmak mı yoksa onsuz olmak mı?"
"Olduğumu düşündüğün kişi değilim. Ama olmadığım birisi gibi olamam. İhtiyacın olan kişi olmaya çalışacağım. Neye ihtiyacın varsa. Yine başarısız olursam. Beni parçala, beni kes, beni kanat. Eğer bu kalbini bana açacaksa. Sadece beni hiçliğe terk etme. Hiçbir şeyden daha azken gitme. Tıpkı son kez olduğu gibi."