v

Varoluşçuluk

4 member · 1 new post
İnsan aklının sınırları, onun hakikati tam anlamıyla kavramasına engel olur. Ne kadar çabalarsa çabalasın, insan varoluşun özünü tam anlamıyla anlayamaz; bu, onun yetersizliğinden değil, bilakis, evrenin sonsuz karmaşıklığından kaynaklanır. Hakikat, tüm detaylarıyla insan algısının ötesindedir. İnsan, her ne kadar bilmeye çalışsa da, evrenin derinliklerinde saklı olanı tam olarak keşfetmesi mümkün değildir. Bu yüzden, bilgelik, bilginin sınırlarını kabul etmekle başlar ve insanı, bilinmezlik karşısında mütevazı olmaya davet eder.
Ancak iç dünyanın özgür olması demek, insanın her şeyi düşünebilmesi, her insani durumda neden kendini ondan bağımlı kılmasına gerek bulunmadığını bilmesi, bir insanın kendini neden bağımlı kılması gerektiğini de asla bilmemesi demektir!
Reklam
"Varoluş nedir?" üzerine kendimden karalama...
Varoluş, anlamlandırma gayretine girdiğimiz bir boşluktur. Hiçlik diyemem, bu varoluşumun piçliği olurdu. Hayattayım, üstelik varım ve varlığımı anlamlara borçluyum Varlığım olmuş olmamdan gelmiyor, olma gayretimden geliyor. Olduğumu düşündüğüm an, bir sinek olup lambaya konarım. Üstelik varoluşumun fanatiği değilim, bir gün bu maske düşecek ve oyundan çıkacağım. Eğer şanslıysam ve eğer gayretim onurluysa, sahneden indikten sonra bile varlığım benden sonra rolüne devam edecek. Tıpkı Shakespeare'in dediği gibi; "All the world’s a stage, And all the men and women merely players; They have their exits and their entrances;"
İnsan Varoluşu Üzerine
Yaşamı asla tam bir olgu olarak sevmedim ancak ölümü de tam bir olgu olarak kabullenmedim.
Bir diğer deyişle yaşamı sevmiyordum ölümden ise nefret ediyordum!
Belirsizlik üzerine
Hayatın ne olduğunu bilmediğimiz için yaşıyoruz daha doğrusu yaşamanın bize ne getireceğini kestiremiyoruz ve ilginçtir ki bu bizi yaşamda tutuyor.
Reklam
64 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.