8700 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Bedeli Kanla Ödenen Tefsir
Muhteşem..Beğenmek ne kelime bayıldım...Bunu okumayan Tefsir okudum demesin!!! ''İlmî ve fikrî çalışmalarını önceleri daha çok Kur’an’ın edebî i‘câzı üzerinde yoğunlaştıran Seyyid Kutub, daha sonra Kur’ân-ı Kerîm’den ilham alarak hazırladığı makalelerini “Fî Ẓılâli’l-Ḳurʾân” başlığı altında el-Müslimûn dergisinde yayımlamaya başlamış,
Fi Zilal-il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zilal-il Kur'an (16 Cilt Takım)Seyyid Kutub · Miraç Yayınları · 2021223 okunma
İyi bir tıp klinik uzmanı, hastası endişeliyse, kan basıncının bir ölçüde normalden yukarı olacağını, nabzın normalden çok hızlı atacağını vesaire gerçeğini göz ardı etmeyecektir. Konunun özü şudur ki, birisi "bir kalbi" veya bir organizma olarak bir insanın her tarafını inceliyorsa, o insan hakkındaki kişisel duygularının doğasıyla ilgilen­mez; bulgular ne olursa olsun, bu yersiz ve hesapta yeri olmayan bir şeydir. Aşağı yukarı bir standart profesyonel görüş ve tavır korunur.
Reklam
"Dar açı"dan bakışımız kasıtlı değilse tabi..
Herhangi bir konudaki yazılarımız, konuşmalarımız, yaşantılarımız, kısacası konuya yaklaşım tarzımız tâlî, kıyısından köşesinden, kısmî (tikel), özden uzak veya çevrede dolaşan bir üslûp ve/veya içerikte ise şâyet; konunun künhüne vâkıf olduğunu düşünenler bizi, topu taca atmakla, özü ıskalamakla ya da meselede naif (acemi) davranmakla yargılayabilirler.. Bu, empatik ve anlamaya yönelik olmaktan çok ırak bir bakış açısıdır.. Oysa, konuyu o tarzda ele almamızın basit bir sebebi vardır: Kendi bakış açımızla yaklaşmak...
Evet kitaplığımdan okuduğum bir roman fakat romanın hikayesini okuduktan sonra hepten dikkatimi çekti acaba tiyatrocuların romanda bulduğu eksiklik neydi 🫣… Yine yolum kesişti oğuz atay ile , bir oyunun içinde buldum kendimi, bir çok karakter ama tek bir ses, çoğul olarak kilit vurulmuş her birine, ahenk içinde, süregelen kısır bir döngüdür hayat diyecek oluyorlar, ama sadece o kadarla kalıyor. içimizde kabaran bir kahve fali misali sadece geçmiş ve gelecek arasında inşa etmeye çalışıyoruz kendimizi, lakin sönmüş birer volkanız, hayatları oyunsal bir trajedi için de yaşamaya çalışıyoruz diyor Atay, yani konunun ozu bu benim anladığım kadarıyla
Çıktım erik dalına…
Prof. Dr. Mehmet Çelik ... Yûnus Emre'nin; Çıktım erik dalına anda yedim üzümü Bostan ıssı geldi eydür uğruladun kozumu
52 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Anlatımı dolayısıyla okuması zor gibi gelse de, konunun ve ana fikrin vardığı nokta hepimiz için kendimizi keşfetme kılavuzu olabilir... Bir insan için refahta olmak, rahat ve tasasız olmak, saygın bir sınıfa ait olmak, hatasız sayılmak mutluluk için yeterli mi? Yoksa biraz acı çekmek, hata yapmak, bir dönem yalnız kalmak bizce mutluluğun değerini daha anlamlı mı kılar? İşte hayattan tat alamayan, gittikçe duyarsızlaşan tabiri caizse içi ölen bu karakterimizin, bir pazar günü kendisi için çok yabancı sayılabilecek bir duygu olan hırsız konumunda kalması ile yaşadığı vicdanı aydınlanmanın, kendini keşfetmesinin öyküsüdür bu Stefan Zweig aktarımı.. Aktarım dedim çünkü bilindiği gibi Zweig Avusturyalı bir baron olan Friedrich Michael von R'nin yaşadıklarını üstün psikolojik irdelemesi ile birlikte bizlere aktarmıştır.. Sözün özü.. Özellike ben böyleyim deyip sadece kendi kabuğundan etrafa bakanlara, degişmeyi kabullenemeyenlere ithaf olunur.. çünkü gerçek mutluluk başkalarının hayatına dokunmaktır.. sevgiyle kalın... İyi okumalar... "Gelin tanış olalım İşi kolay kılalım Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz..." Yunus Emre
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Kapra Yayıncılık · 2021143.9k okunma
Reklam
Bin yıllık şehrin eteklerinde, dünya­ nın basit bir yer olduğu ve mutluluğun herkesin anında erişehiteceği kadar yakın olduğu düşüncesini öğreten bir filozofyaşarmış. Hayatından memnun olmayan genç bir adam, konunun özü­ ne inebilmek için bir gün bu filozofun kapısını çalmış. Bu genç adam dün­ yanın çelişkilerle dolu kaotik bir yer olduğunu düşünür ve kaygılı gözlerle gördüğü dünyada mutluluk ona man­ tık dışı gelirmiş.
Dahiliye Nâzırı Damat Şerif Paşa, Sivas valiliğine yaptığı bir tebliğ ile, gazetelerde “Kahrolsun işgal!” tarzında yazılar çıkmasının hükümet siyasetine aykırı olduğunu bildirdi. Konunun özü şu idi: İngilizlerin Samsun ve Merzifon’u boşaltmaları üzerine Sivaslılar 4–5 Ekim gecesi şehirde büyük bir fener alayı yapmışlar ve “Kahrolsun işgal” diye bağırmışlardı. Milli mücadelecilerin sözcülüğünü yapan İrade-i Milliye gazetesi de bu olayı ve sözü aynen yayımlamıştı. İşte, dahiliye nazırı buna değiniyordu. Mustafa Kemal Paşa, 13 Ekim’de, durumdan Cemal Paşa’yı haberdar ederek, vatanın bir parçasının boşaltılması üzerine milletin bu şekilde hattâ daha da coşkunlukla duygularını ortaya koymasının tabii olduğunu, hükümetin de işgalleri protesto etmesi gerektiği halde Dahiliye Nazırının bu gösterileri hükümetin siyasetine aykırı bulmasının anlaşılamadığını bildirdi ve hükümetin siyasetinde henüz bilinmeyen taraflar varsa aydınlatılmasını rica etti. Cemal Paşa verdiği cevapta, hükümet siyasetinin Heyet-i Temsiliye tarafından bilinmeyen hiçbir yönü bulunmadığını, haksız ve lüzumsuz işgallere karşı resmi ve gayri resmi teşebbüslerde bulunulduğunu, milletin duygularını açıklamasının hükümet açısından olumlu ve destekleyici olduğunu ve fakat Barış Konferansı’nda yabancıların dostluğuna da muhtaç olduğumuzdan ihtiyatlı hareketle onları darıltmamak gerektiğini açıkladı. (Nutuk: 236, Vesika: 153, 154)
Sayfa 194 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
272 syf.
8/10 puan verdi
Aşk Hikayesi
Aşk Hikayesi
İncelememi çok uzatmayacagim fikir isteyenlere kısaca özetleyecek olursam; Kitabın dili ,edebi anlatımları muhteşem Konu Osmanlı döneminde geçiyor ve gerçekten o dönemde o sokaklarda yürüdüğünüzü hissettiriyor buda beğendiğim ikinci husus fakat konunun özü aslında güzel olmasına rağmen daha kısa bir kitap olarak yazılsa çok çok keyifle okunabilirdi.Benim elimde biraz dolaştı ve yarısından sonrası daha seri ilerlediği için bitirdim.Kitabin sonu ise o kadar akıl almaz ve ütopik ki açıkçası bu neydi diyerek kitabın kapağını kapadım.Kitabin adi aşk hikayesi olabilir ama aşk hakkında sayfalarca felsefe yapılması sıktı.Dedigim gibi 280 sayfa yerine 180 sayfa olsaydı yorumum ve düşüncelerim çok farklı olurdu.
Aşk Hikayesi
Aşk Hikayesiİskender Pala · Kapı Yayınları · 20231,654 okunma
440 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 30 days
OLDUĞUN GİBİ GEL
İyi ki okumuşum diyorum. Kitap bitene kadar da bitmesini istemedim açıkçası. Kitap bir rahatlama kılavuzu en özet haliyle. Mevcut durumumuz neyse onu kabullenebilmek konusu söylerken ya da yazarken kolay geliyor haliyle. Bu adımı tamamlayamadığımızda devam edemiyoruz tabi. “Bu durumda nasıl davranmalıyım, ne yapmam lazım?” “Nasıl hissetmem
Olduğun Gibi Gel
Olduğun Gibi GelEmily Nagoski · Epsilon Yayınevi · 20238 okunma
Reklam
Gelecekteki kendime not(!)
İnsan gelişimi, doğası, özü gibi bugün insan felsefesi alanında değerlendirilen başlıklarda üretilen düşüncelerin temelde iki dayanağı var. Bunlar idealist insan ve realist insan tasavvuru olmak üzere, temel ontoloji akımlarına ithafla anlamlandırılabilir. Bu görüşlerden her ikisi de insanın bir şekilde mevcut varlığının gelişmeye doğru
296 syf.
10/10 puan verdi
tüm kitabın altını çizmek isterseniz ya… işte o kitap, bu kitap. son derece akıcı ve sade bir anlatımla insanın vicdanını yerden yere vuran bir eser. kitabın son sayfasında “ben onca konunun ve cümlenin arasında nerede duruyorum?” dedim. tavrım, şeklim, duruşum… aslında ne uzakmışım, hissettim. kattı, kattı, kattı. hatta doldurdu, taşırdı kısmen. hedefimiz cennet ise okunması gereken bir kitap. her konu kendi içinde sarsıcıydı. ama şu alıntı insanın tüm acziyetini kalbine bata bata hissettiriyor. “topraktan yaratıldığını unutmadan kul olarak yaşaması gereken mahlukûn ismidir insan. kendisinin dahi zamanını bilmediği bir sonla dünyadan ebedi yurduna gidecek olan mahlûktur insan. toprakla başlayan hayatını toprakla bitirecek olan insanın, toprağı unutarak yaşaması mümkün müdür? ilk var olduğu gün gibidir insanın sonu. ruh çekilir, insan yine duyamaz, göremez, tepki veremez olur. organları tek tek çürümeye, kemikleri parçalanmaya başlar. birkaç zaman sonra kimsenin tanımadığı, bir asır sonra da kimsenin hatırlamadığı yok halini alır. insanın özü işte bu yokluktur, gerçeği de ebedilik için bu yokluktan çıkarılmış olmasıdır. başı yok olan, sonu da yokluk olacak insana hayat verecek olan Allah'tır. Allah'ın azameti karşısında insan bir yokluktan ibarettir. bir yokun var eden karşısındaki kibri nice olur!” İSTİFADESİ BOL OLSUN İNŞAALLAH.
Hedefimiz Cennet
Hedefimiz CennetHafsa Bilgin · Tahlil Yayınları · 2020959 okunma
290 syf.
·
Not rated
·
Read in 14 days
Senin "Üstün" Yeteneğin Hangisi?
Her Çocuk Üstün Yeteneklidir
Her Çocuk Üstün Yeteneklidir
Bahar Eriş' ten okuduğum ilk kitaptı. Kendisi ilgili alanyazında oldukça bilgili ve tecrübeli bir eğitimci. Okumuş olduğum bu kitabında bahsettiğim bu bilgi ve tecrübeyi etkin şekilde kaleme alarak bizlere sunmuş. Kitabın içeriğine değinecek olursam genel olarak yetenek ve potansiyel arasındaki ilişkiye ve bu ilişkinin temeline ve
Her Çocuk Üstün Yeteneklidir
Her Çocuk Üstün YeteneklidirBahar Eriş · Alfa Yayınları · 2023249 okunma
375 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.