Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İŞTE ORASI BİR YERDE
Bir ses vardı, Ufak bir gürültü bayağı bir neşe. Saatlerce bakıp geçerdi, Kolunda saati, Bir nefes vardı işte orada. Bazen sinirleniyorum, Hiç bir şey ellemeden.
66 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Kitap tek kelimeyle korkunçtu. Güya 7-11 yaş çocuk kitabıymış, şaştım kaldım. Mümkünse hiçbir çocuk okumasın! !Spoiler! Üvey annenin bez bebeği yakması kanımı dondurdu.
Ulduz Ve Konuşan Bebek
Ulduz Ve Konuşan BebekSamed Behrengi · Karbon Kitaplar · 2020621 okunma
Reklam
ÜMMETİN YİĞİT EVLATLARI GAZZELİ YETİMLER.
Gazze olayından sonra ebabil bekleyen Ak partililer şunu iyi bilmeli ki, yönetim elinizde, Bir şeyler yapmıyorsunuz. Aksi işler yapıyorsunuz. Sizler ebabil beklerken, ebabiler ilk önce itraili değil sizleri taşlayacak. Çünkü sizler aksi işler yaparak kabeyi yıkmaya gelen Ebreheme fil sattınız. Kılıç-kalkan sattınız. Yiyecek sattınız. Verdiğiniz fille saldırıları daha ileriye, verdiğiniz Kılıç-kalkan ile daha ölüme ve katliama, Verdiğiniz yiyecek ile onları daha enerjik hale getirdiniz. Şehit düşen bebek Hasana, Anne Fatma ya, baba Aliye karşı; konuşan diliniz tat, gören gözleriniz kör, duyan kulaklarınız sağır oldu. Hepsinin ölümüne şahitlik ettiniz ve bilip-bilmeden destek çıktınız. Allah sizleri af etsin. Amin.
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Büyülü Gerçekçilik, Korku, Masal
Öncelikle kapağa, baskıya bayıldım Cyberpunk havası olan bir kapak. Aslında öykü kitapları okumayı sevmem ama bu başka. Her akşam bir öykü okumak için yola çıkarak elimden bırakamadım. Seveceğimi düşünüyordum ama bu kadar beklemiyordum. Genel olarak kitap anlatım açısından çok katmanlı 10 öyküden oluşan bir kitap. Anlatım çok akıcı sade duru
Lanetli Tavşan
Lanetli TavşanBora Chung · İthaki Yayınları · 20232,004 okunma
344 syf.
·
Puan vermedi
ÇÖKEN İSTANBUL / SUAT DERVİŞ Çöken İstanbul roman değil, aslında gazeteci olan Suat Derviş'in 1935 - 1937 yılları arasında yaptığı ve Cumhuriyet, Son Posta, Tan gazetelerinde yayınlanan röportajları. Bu dizi röportajların odak noktası İstanbul ve İstanbullular. Ama göz önündeki şaşalı İstanbul da değil. Suat Derviş yoksul, karanlık,
Çöken İstanbul
Çöken İstanbulSuat Derviş · İthaki Yayınları · 202114 okunma
Konuşan varlık, sahteliğin şafağına bakacaktır her daim. Bu elbette ölümcül bir hastalık değildir, yalnızca kaçınılmaz yarığın, o bizi kuran ilk anın gizemine varmaktır. Büyüyen, bebeği artık anlar: aynadaki kendisi arzuladığıdır fakat başkasıdır. Annesinden sonra ilk kez onu istemektedir fakat o istediği değildir ve asla olmayacaktır çünkü
Sayfa 241 - Dış-Yakınlığın Çıkmazı ile Dışarının Sorumluluğu Arasında: "Lacan ve Levinas'ta Başka" / Volkan ÇelebiKitabı okuyor
Reklam
İT'raille Ticari İlişkileri Kesin...
HÜDA PAR Ambarlı Limanından seslendi: "İŞGAL REJİMİ İLE TİCARİ İLİŞKİLERİ KESİN" HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığı, Ambarlı Limanı'nda düzenlediği basın açıklamasında, Türkiye ile işgal rejimi arasında devam eden ticari ilişkilerin son bulması çağrısında
ne istediğini bilen, bebek gibi hissettiren, karı kızla işi olmayan, olgun sinirlense bile aklı başında konuşan biri :)
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettik­lerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettik­lerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
Reklam
Kötü haber hala değişmediler!
Eskiden insanlar bilimden habersizlerdi ve bilmedikleri şeyler hakkında bir şeyler uydururlardı.
'Bir tek çiçek açmayla bahar gelmez' diyorlar. 'Sen boşuna çabalıyorsun, zayıf ışığınla ormanı aydınlatmak istiyorsun,' diyorlar.. Tavşan," bu laf eskilere aittir. Biz ' Bir ışık ne kadar zayıf olursa olsun, yine de aydınlıktır' deriz"
·
Puan vermedi
Kaspar
Peter Handke kaleme aldığı bu tiyatro metnini, 19 yüzyılda Almanya’ da esrarengiz bir şekilde ortaya çıkan 15-16 yaşlarında olduğu düşünülen, konuşamayan, kendi kendine yemek yiyemeyen, giyinemeyen bir çocuktan esinlenerek yazmıştır. Kaspar… bir cümle dışında konuşamayan, yürüyemeyen adeta annesinden yeni doğmuş bir bebek gibidir. Bir şekle sokulmamış her şeyiyle aykırılık teşkile etmektedir. Eşyaları ve duygulanışlarını tek bir cümle üzerinden anlatmakta ve dünyayı o cümle üzerinden anlamlandırmaktadır. Kaspar… bir düzenden yoksun oluşu ve tanımlanamayışı ile önplana çıkmakta ve diğerleri gibi onada dil öğretilmek istenmektedir. Kaspar.. cümleleri öğrendikçe ifade edebilmeyi, öğrenmeyi ve eşyaları tanımlayarak sahip olmanın ne demek olduğunu öğrenir. Ama kendisine öğretilen dil bir yandan kuraların ve düzenin aşılandığı ve bunun dayatıldığı bir sistemin taşıyıcıdır. Kaspar kendisine öğretilen, dayatılan dille bir şekle ve forma sokulduğunu sezinler. Ama haykıramaz ve buna dur diyemez. Çünkü ona bu kelimeler henüz öğretilmemiştir. Kaspar konuşmayı öğrendiğinde artık düzen sağlanmış, resme uydurulmuştur. Ve bunu fark ettiğinde kendisi gibi yürüyen, konuşan, davranan bir çok Kasparın olduğunu görür. Kaspar artık herkesleştirilmiş, özünden koparılmıştır. Otokrat güçler tarafından dil işkencesinin bir kurbanı olmuştur…özüne dönmek ve kendisini hatırlamak için cümlesini tekrar söylemeye çalışır fakat karşılaştığı şey bir kaos olur… Yazar Kaspar üzerinden her okuyucunun kendisine ‘… Kaspar kim şimdi?’ sorusunu sormasını bekler…
Kaspar
KasparPeter Handke · İmge Kitabevi · 201847 okunma
398 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.