İnsanları konuşarak tanıyamazsınız. Konuşmak canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı. Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil.
Ebubekir el-Verrak da bu yönde bir eleştiri yaparak şöyle demiştir: "Bu zamanda dört şey dört şeyin yerine geçirilmiştir. Sünnetler farzların, dışa önem vermek içe ve kalbe önem vermenin, halka nasihat etmek kendi nefsine nasihat etmenin, konuşmak amel etmenin yerine geçirilmiştir."
Sayfa 108 - HikmetKitabı okuyor
Reklam
DEMODOKOS, -Sokrates, işin yoksa, seninle biraz başbaşa konuşmak isterim; hatta, işin olsa bile, öyle fazla önemli değilse, benim hatının için biraz onu bırak. SOKRATES. -Şu aralık boşum. Zaten işim olsa bile senin hatırın için memnunlukla bırakırım. Bir diyeceğin varsa söyle.
+722
Yalnızım ben. Konuşmak için yüz yılda bir ağzımı açıyorum ve sesim bu boşlukta mahsun çıkıyor, kimse dinlemiyor.
Eh, belki de zevk aldığı şey buydu Robinson’un: sokak ortasında azar işitmek, bir de tabii kızı benden daha iyi tanıyordu. Tam da yağmur diniyordu ki bir taksi bulduk. Hemen daldık ve karşı karşıya,* sıkış tepiş yerleştik. Önceleri kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Kimsenin içinden ötekiyle konuşmak geçmiyordu, ayrıca kendi hesabıma ben de bu akşam yeterince çam devirmiştim. Yeniden işe koyulmadan önce biraz soluklanmamda yarar vardı. Léon’la ikimiz ön peykeleri aldık, hanımlar da taksinin arka koltuklarına kuruldular. Panayır akşamları, Argenteuil yolunda trafik çok sıkışıktır, özellikle de Paris çıkışına kadar. Sonra da, Vigny’ye varmak en aşağı bir saat sürüyordu arabalar yüzünden. Bir saat boyunca öyle, karşı karşıya, birbirinin suratına bakarak, hiç konuşmadan durmak pek de kolay iş değil, özellikle de hava kararmışsa ve herkes ötekiler yüzünden biraz endişeliyse. Ne var ki, eğer öyle kalsaydık, dargın, ama herkes kendi köşesinde, hiçbir şey olmayacaktı. Bugün bile geriye dönüp baktığımda kanaatim değişmiyor. Yani sonuçta yine benim yüzümden konuşmaya başladık, başlar başlamaz da kavga yeniden alevlendi, hem de kıyasıya. * Eski Paris taksilerinde müşteriler arkada yüz yüze oturabiliyordu.
Reklam
1,000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.