Erich Fromm Sevme Sanatı eserinde şunu diyor: “Çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kadının çiçekleri sulamayı unuttuğunu görürsek, onun çiçek sevgisine inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz etken (aktif) ilgidir. Bu etken ilginin bulunmadığı yerde sevgi de yoktur.” Kişinin aktif ilgisinin kaynağı sevgisinin
Çocuklarımız eşit midir?
Gelecek diye anlam yüklediğimiz çocuklar, ileride uzun yaşları olacak, büyüyecek diye mi gelecektir, yoksa büyürken getirecekleri veya yaratacakları mıdır gelecek? Psikologların, psikiyatrların sürekli geçmişine inmek istedikleri çocukluğun elbette yaşamda önemli bir yeri vardır. Sayısız araştırmalar ve analizlerin sonucunda çocukluğun gelişim ve
Reklam
Affetmek~Özgürlük
Başkalarını affettiğimizde biz özgürleşiriz. Nefret yaşamdan zevk almamızı, insanların güzel yanlarını görmemizi engeller. Hiç kimse saf iyi ya da saf kötü değildir. Salt kötülükleri görmek bir süre sonra şüphe, depresyon ve umutsuzluk denizinde boğar insanı. Nefret dolu bir yaşam, mutsuz bir yaşamdır. Affetmek insanı derinleştirir. Affetmek
Sessiz bir gecede yaşıyorum herşeyi, sesizlik bu dünya"da en güzel duygudur.Sesizlik sadece cansız varlıklara ait değildir bazı sesizlik içinde varolan eşyalarımız bizimle konuşmasını isteriz hemde o kadar çok iseteriz"ki ve bizimle bir ömür boyunca olmasını.Bir düşünün isterseniz sizin bu dünyada sessiz cansız var olan hangi varlık
Yıkılmışlık misâli
. ∞ . Belki'lerle başlayıp, keşkelerle son buluyor bazı şeyler. Duymak istiyosun, sağır etmiş suskunluklar. Görmek istiyosun, kör etmiş çirkinlikler. Konuşmak istiyosun, kimi eller tutar dudaklarından. Gökyüzü herkese mavi değildir, Siyah herkese hüzün değildir, Aşk herkese lâyık değildir... şehr_i_şâir
Aşk
Bazen öyle olur ki bir insanla tanışırsın ve seversin, görmek konuşmak istersin. Fakat bu sevgi dediğim şey öyle alelade bir şey değildir. Bu sevgi bir yerde ilahi bir sevgidir. Sevdiğine dualar edersin göremediğin için üzülür belki de ağlarsın. Gözünün içine baktığın zaman için titrer. Konuşmaya lüzum görmediğin zamanlar olur. Anlaşırsın. Tek kelime etmeden sadece gözlerine bakarak veya elini tutarak anlaşırsın, anlarsın, anlatırsın. İşte orada devreye iki tarafın da ruhu girmiştir. Ruhlar ben-sen değil, biz olmuştur. Tek olmuştur. O saatten sonra karşındakinin siması önemsiz olmuştur. O nasıl görünürse görünsün önemi yoktur artık. Bunun için şöyle bir hikaye anlatırlar. Allah insanların bedenlerinden ve dünyadan önce insanın ruhunu yaratmış. Tüm ruhlar yaratıldıktan sonra bir yerde toplanmış ve saf halleriyle tanışmışlar. Konuşmuşlar. Sonradan dünya yaratılmış, insanların bedenleri yaratılmış. Ama insanlar dünyadan önce tanıştıkları ruhları unutmuşlar. Bir gün yaratılışta tanışan o ruhlar dünyada da bir şekilde buluşmuşlar ve çok iyi anlaşmışlar. İşte bu iyi anlaşmanın sebebinin dünya yaratılmadan evvel ki tanışma olduğu söylenir. Yani ruh eşini bulma meselesi. Diğer bir ifadeyle de aşk.
Reklam
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.